Yazmak bir yaşama biçimi mi, yoksa yaşama amacı, hayatın vazgeçilmezi mi? Yazmanın bir yaşama biçimi olması, dedigine aynen katılarak söylüyorum, kof bir laf. Yazmak, yazarın hayatının ta kendisidir. Biçim değil özdür. Bizatihi kendisidir. Benim hayatımıdan şiiri çıkar, geriye ne kalır? Boşluk, hiçlik. Bir yazar bunu yaşama biçimi olarak algılarsa, biçimlerin arasına sıkışır kalır. Yazdıkları da biçimsel şeyler olur. Hatta hurafe bile olur. Dünyayı yazıyla anlama ve anlatma çabam, biçime değil, öze dönüktür
Yağmura ve kara bayılıyor şairler.
Doluya yüz veren yok
ya da ben rastlamadım.
Hadi gel doluya bir şiir yazalım yağmurdan kaçışına
kışı kıskanışına
iriligine, sevilmeyişine
bazen verdiği zararlara...
BERFE