Diyojen'in feneri
208 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Antik çağın en ilginç felsefe akımı olan Kinik felsefenin en bilinen temsilcisi Sinoplu Diyojen'in başrolde olduğu bu nefis kitabı sizlere tanıtmak isterim, zira eminim ki bu kitabın varlığından
Sinopeli Diogenes
Sinopeli DiogenesSuat Çağlayan · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202024 okunma
88 syf.
8/10 puan verdi
·
15 günde okudu
*Spoiler “Eğer öyle değilse çocuklar gibi bir oyuna bir bu oyuna saldıran biri olacaksın. Sonra o kadar çok her şeyden biraz olacaksın ki hiçbirini tam olamayacaksın. Bir maymun gibi gördüğünü
Epiktetos - Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir
Epiktetos - Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür DeğildirAslı Perker · Destek Yayınları · 20225,9bin okunma
Reklam
Unutma, unutturma!
11 Temmuz 1995 | Srebrenitsa Soykırımı Avrupa’nın gözü önünde, Birleşmiş Milletler’in “güvenli bölge” ilan ettiği Srebrenitsa’da en az 8372 Boşnak sivil, sistematik bir şekilde katledildi. Katliamdan kaçmak isteyen binlerce erkek ve çocuk, “ölüm ormanı” diye anılan dağ yollarında pusuya düşürüldü. Kadınlar ve çocuklar ise zorla sürgün edildi, onurlarına saldırıldı… Bu bir savaş değil, etnik temizlikti. Suçlular yargılandı ama Srebrenitsa’da hâlâ binlerce mezar bulunamadı. Acı dinmedi, izler silinmedi… Bugün hâlâ aynı soruyu soruyoruz: “İnsanlık o gün neredeydi?” Müzik Hakkında Bildiğim Kadarıyla: Söz yazarı: Džemaludin Latić Besteci: Dželo Jusić #UnutmaUnutturma #Srebrenica #Srebrenitsa #SrebrenicaGenocide #BosnaHersek #BoşnakKatliamı #NeverForget #11Temmuz1995 #Genocide #HumanRights #Bosnia #Bosniak #TarihiUnutma #Adaletİçin #JusticeForSrebrenica #Soykırım
Baba'nın koltuğu salantıda!
Bütün babalar nereye gitti? Bu açıdan yüzyılı­mız neredeyse fark edilmeden 180 derecelik bir dönüş gerçekleştirdi. Yüzyılın ilk yarısında, sakallı, bıyıklı, tek gözlüklü, kendi öneminin bilincinde, en azından kendi evinde ve tercihen mümkün olduğunca dışarıda hüküm süren bir aile reisi vardı. Otoritesi pek de kişisel bir liyakat meselesi değildi. Bunu sadece otomatik olarak üstlenirdi ve sadece birkaç kişi tarafından sorgulanırdı. Bu yüzyılın ikinci yarısı­nın başında denge tersine dönmeye başladı ve 1960'lardan bu yana her türlü otorite otomatik olarak şüpheli hale geldi. Freud ve Marx, biri için hayal kırıklığı ve dolayısıyla nevroz kaynağı, diğeri içinse sömürü ve istismar kaynağı olarak, adına babaların sürgün edildiği entelektüel babalar haline geldi. Tişörtlü ve kot pantolonlu öğren­ciler ordunun ve sanayinin tek tipliğine karşı kampanya yürüttüler. Eğitim özgürlük içinde gerçekleşiyordu ve anti-otoriter bir yakla­şım şarttı. Feminist hareket kendi katkısını yaptı ve farkında olma­dan kendi temellerini bir kenara iten bir toplumsal değişim dalgası yaşandı. Sosyolojik terimlerle bu, otoriter bir sistemden müzakereye dayalı bir sisteme evrilme olarak tanımlandı, 'araç mesajdır'. Amaç herkes için, özellikle de geçmişte baskı altında tutulan kadınlar ve çocuklar için özgürlüktü.
Sayfa 83 - Jin,Jiyan,Azadî·Kitabı okuyor
Reklam
663 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.