Ey sevgili..
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir toz
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran
Ülkedeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlıklardan yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki Yar vardır
Yoktan da vardan da Öte bir var vardır
Sezai Karakoç zamana adanmış sözlerde yitirdiğimiz zamanı ve içinde bocaladığımız bu zamanı şiire döküyor. "Sürgün ülkeden başkentler başkentine" şiirinde haykırışı yer alıyorken "Esir Kentten Özülkeye" şiirinde yitirdiğimiz o nurlu çağa duyduğu özlem kendini gösteriyor.
"Nerde kaldı o aziz o gün yüzlü saatler"