Artık vatanın imdadına koşulacak günler için hazırlanmalıydılar. Fakat işte o sıralarda öyle bir baskına ve hıyanete uğradılar ki, işe nereden bakılsa, artık her şey mahvolmuş gibi görünüyordu. Ne askerlik, ne rütbe, ne hürriyet ve istikbal! Her şey, evet her şey! Önlerinde yalnız zincire vurulmalar, sürgünler, zindanlar, kalebentlikler
Kral otuz yılı aşkın zaman önce sürgüne gönderilişinden beri kumar oynamayı meslek edinmişti. Poker kralın işiydi. Ancak geçenlerde açık kalp ameliyatından nasibini almıştı. Önemli bir kapakçık çıkarılmış, yerine teflon kaplı bir malzeme konmuştu. Yapay kapakçık güzel işliyor ama açılıp kapanırken metalik bir ses çıkartıyordu. Kral heyecanlanınca yanındaki herkesin haberi oluyordu. Kalbinden çıkan bu işitilebilir ses yüzünden artık poker oynayamıyordu. Poker gizlilik ve blöf yapmayı gerektiren bir oyundu.
"Yarabbim, " derdi, "elime iyi kağıtlar gelince zil takıp oynuyormuş gibi ötüyorum.
_Edebini kaybeden kimse, kötülükten zevk alır.
_Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır.
_Adaletli olmak herkese eşit davranmak değildir, herkesin durumuna, konumuna göre davranmaktır.
_Arzular ve duygular arabayı çeken iki at, akılsa onları yönlendiren arabacı olmalıdır.
_Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir.
_Görünen değişiyor,
yaz en iyi merhemdir açık yaralara
sürdükçe acıyı alan ama
yarayı da besleyen, iyileştirmeyen
sonra kesip atacaksın bir zamanlar
onun elini tutan elini
kolunla beraber.