(...) "Her şey kendine ağlıyor yeniden Bir ben çekilmiyorum bu akşam ey kendini bende sanan gövdem ömür temize çekilmiyor at beni üzerinden" Sürgündeki Rüzgâr Şeref Bilsel
Dostoyevski kalabalık bir toplantıda yaptığı konuşma ve okuduğu şiir nedeniyle Rus Çarı tarafından hapse mahkum edilir ve Sibirya’ya sürülür. Sürgündeki Dostoyevski hapishanede bir köpeğe rastlar. Köpeği gözlemlemeye başlar ve köpeğin yanından geçen her mahkumun onu tekmelediğini, şiddet uyguladığını görür. Onu daha da şaşırtan şey, köpeğin mahkumlardan kaçmaması ve yanına biri geldiğinde göreceği şiddeti kabullenerek tekme pozisyonu almasıdır. Köpeğin yanından geçen her mahkum onu tekmelerken zavallı hayvan ise hipnoz olmuş gibi bu zalimliğe tepki vermemektedir.Dostoyevski bir gün köpeğe yaklaşır ve tekme pozisyonu alan köpeğin başını okşayıp ona sevgi gösterir. Köpek bu duruma bir anlam veremez ve uzun süre bakışlarını şefkat sahibi bu adama diktikten sonra acı içinde havlayarak kaçmaya başlar. O günden sonra o köpek ne zaman Dostoyevski’yi görse ondan var gücüyle kaçar. Bu durum Dostoyevski’nin tanımına göre sevgisizliği ve kötülüğü kendine hak görmektedir.Uzun süre sevgisizlikle ve şiddetle mücadele eden her canlı sevgiyi ve ilgiyi gördüğünde kaçar.
Sayfa 24 - Nemesis Kitap,2020Kitabı okuyor
Reklam
Giden gitti, kalana sabır Bu kara kışlara, açlığa sabır Sabır sürgündeki, zindandaki dostlara Yeni bir gün doğuyor.
Meğer ne uçsuz bucaksız deryalara dalmakmış şiir. Ne büyük bir tokmakmış uyuşmuş beyinlere inen. Ve yine ne amansız bir kormuş sineleri yakıp geçen.
Sayfa 37 - Mehmet Akif ErsoyKitabı okudu
kim kırmış bunca kadını gözünü bulan ağlar
Reklam
62 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.