Tarih bilimi, geçmişte meydana gelmiş olayları, farklı pencerelerden değerlendiren, fakat bu değerlendirmeleri belgelere dayanarak açıklayan ilim dalıdır.
Sert tedbirlerin alınmasının suçu ermenilerindir. Ermeniler savaş başladıktan sonra Türk memurlarına ve Türk ordusuna karşı, akla gelebilecek her türlü düşmanca faaliyetlerde bulundular. Ayrıca Rusların gelmesinden sonra Van vilâyetinde Müslümanları acımasızca katlettiler.
Zorunlu göçten, Ermeni örgütlerine destek vermeyen Ermeniler, sanatkârlar, iş adamları, askeri personel, yaşlı kadın ve erkekler ile kimsesiz çocuklar, Protestan ve Katolik Ermeniler muaf tutulmuştur.
Savaş şartlarında Batı ülkelerindeki salgınların sebep olduğu bu akıl almaz kayıplar göz önüne alınacak olursa, Osmanlı coğrafyasında da aynı derece ölüm olmaması mümkün değildi. Mesela 1915-1918 yılları arasında ülkede en donanımlı olmasına rağmen dokuz Osmanlı ordusunun dört yıl içindeki kaybı yaklaşık 402 bindir.
850 yıllık birlikteliğimizin olduğu, bir sıkıntı çıkmadan yaşayıp gittiğimiz bir etnik grubun, o hengamenin (1. Dünya savaşı ve öncesi) içerisinde birden ve keskin bir şekilde yön değiştirip güvenliğini ve her türlü ihtiyaçlarını karşılayan bir devlete karşı ayaklanma girişimleri şaşırtıcı olmakla birlikte üzücü ve alçakçadır. Rusya’nın
TTK Başkanlığı da yapmış bu alanda uzman Yusuf Halaçoğlu'nun değerli kitabıdır. Kanaatimce Ermenice çevirisi yapılıp Ermeni diasporasına bol miktarda hediye edilmelidir. Tüm suçlamalara belgelerle sağlam cevaplar vermiş, Ermeni meselesini geniş bir şekilde ele almıştır.
"Milletlerin daha geniş topraklara hükmetme, daha nüfuzlu ve daha zengin bir toplum olma hırsı insanı ve insani değerleri geri plana iten bir anlayış doğurmuştur."