Yıl 1913, Yahudiler Almanlar Hakkında Böyle Düşünüyor
. - Ben bu medeniyetsiz memlekette hiç de yerleşmeyi istemiyorum, bugün yarın kendi memleketime, Hamburg'a döneceğim. - Sizi her taraftan kovuyorlar, sadece bu ahmak Türkler beş altı yüzyıldan beri kollarını açıp sizi kabul ediyorlar. Bu iyiliklerine karşı onları medeniyetsiz, tertipsiz diye hakaret ediyorsunuz, aferin! - Bizi Almanya'dan hiç de kovmuyorlar, orada buradan çok daha iyi ömür sürüyoruz. Barbar (Türklere gayri medeni demişti, burada sıfatı daha da ağırlaştırdı) Ruslar, Romenler sıkıştırıyorlar. - Hiç de öyle değil işte bu miskin Heine'niz Yahudi alduğundan Almanya'ya dönemedi, acizler gibi yürümedi mi? - Eskiden öyle olmuş, şimdi o zamanlar geride kaldı, her yerde faydamızı biliyorlar. Bu genç tamamen Siyonist değil galiba. Siyon'dan fazla Almanya'yı özlüyor. Sözü daha fazla uzatmadım, paramın üstünü alıp dükkandan çıkarak "Telaviv" yoluna devam et tim..
Sayfa 107 - Ötüken Neşriyat - Filistin'den II - 22 Haziran 1913Kitabı okudu
Araplar için ikisi de yabancı dil olan Türkçe ve Fransızcanın tedrisleri birbiriyle mukayese edilmeyecek derecede cok farklı. Fransızca çok iyi okutuluyor. Muallimleri işlerini biliyorlar, çoğu Fransa'dan gelmiş Fransızlar. Bu muallimler Fransız dili ile birlikte Fransa muhabbetini, Fransız medeniyetinin büyüklüğünü, Fransızların insaniyetini vesaireyi çocuklara telkin ediyorlar. Türkçe muallimi, Nil vadisi'ni tarif, Kahire şehrinin Halife - i Fatimiye tarafından banisini öğretmeye çalışıyor, Fransızca muallimi Fransız şairlerinin, ediplerinin sanatlarında ustalıklarını, fikirlerinin aliliğini, Fransız halkının küçücük çocuklarında bile şefkat ve insaniyet hislerinin güzelliğini anlatmaktadır. Bu yazdıklarım külliyeyi ziyaretim sırasındaki gözlemlerime dayanmaktadır. Osmanlı - Türk tarihi okutulmuyor denilebilir. Bunun da sebebi yine kitap ve muallim yokluğu imiş! Mektep kurulalı 18-19 yıl olmuş, hâlâ Osmanlı-Türk tarihi için muallim ve kitap bulunamamış.
Sayfa 55 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
" Beyrut'un iktisadi olarak Türkiye'ye bağlı olmadığına en büyük delil insanı sinirlendiren akçe meselesidir. Burada akçe Türkiye'ninki değil. En çok istimal edilmekte olan vahid-i kıyâsi "Frank", yani Fransız akçesi; büyük ticari muamelatta da esas bu."
Sayfa 71 - Ötüken Neşriyat - 12 Haziran 1913Kitabı okudu
"Allah'a şükür, gençlerimiz Müslüman dünyasının her tarafında övünülecek mevkiye geliyorlar. Fakat rahatsızlık veren bir durum var : Azlar."
Sayfa 26 - ÖtükenKitabı okudu
İstanbul'un gazeteleri, Avrupa'nın, Amerika'nın pek gereksiz meselelerini şu Suriye'nin ılahatı meselesinden, Suriyelilerin yarı resmi, yarı resmi olmayan meselelerinden çok fazla açık olarak bildirip duruyorlardı. İstanbul'un otuz-kırk bin satmakta olan büyük gündelik gazetelerinden hiçbiri Suriye'ye bir muhabir göndermeyi gerekli görmüyordu! Hâlbuki, Türklerin Avrupa'dan kovulması işi tamamlanınca, ortaya çıkacak birkaç meseleden birinin Arap meselesi olması çok muhtemeldir. Arap meselesinin başında Suriye ve Mısır Arapları bulunuyor. Türklerin İstanbul'da ömür sürmekte olan entelektüelleri, memurları, hatta yüksek mevkide bulunan, memleket idaresinde söz sahibi olanlarda meseleyi gerekli derecede tetkik ve mütalaa etme nerede, üstünden olsa da bilmiyorlar. Arnavutluk ve Makedonya meselelerini de böyle halledilip bitinceye kadar iyi anlamamış ve bilmemişlerdi!
Sayfa 37 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
"Türklerin Avrupa'dan kovulması işi tamamlanınca, ortaya çıkacak birkaç meseleden birinin Arap meselesi olması muhtemeldir. Arap meselesinin başında Suriye ve Mısır Arapları bulunuyor."
Sayfa 37 - ÖtükenKitabı okudu
Reklam
267 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.