Çook uzun olduğunun farkındayım...
ABDULKADİR TURAN / ANALİZ 1 Kasım 1928’de tek kararla harflerimiz yasaklandı. İngiliz tarihçi Arnold J. Toynbee’nin ifadesiyle Türkiye’de kütüphaneleri yakmaya gerek kalmadı. Çünkü Cemil Meriç’in veciz ifadesiyle kütüphanelerde kitaplar tuğla yığını oldu. Mahir İz’in ifadesiyle roller ters döndü. Hasbelkader daha önce Fransız alfabesini öğrenen
750 syf.
10/10 puan verdi
Bir Çift Mavi Göz
"beni görmek demek behemahal yüzümü görmek demek değildir. beni ve fikirlerimi anlıyorsanız, bu kafidir." günümüzde atamıza ilişkin yapılan televizyon programlarında onu yad etme ve hakkını teslim etme programları olması gerekirken; ne yazık ki saygı duymalı mıyız, diye tartışıyorlar.  çok yazık.  ben atatürk'ü sevmeliyiz, okumalıyız,
Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu
Atatürk: Modern Türkiye'nin KurucusuAndrew Mango · Remzi Kitabevi · 2004596 okunma
Reklam
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
Gençliğimde, İslâm’ın ilk asırlarında fethedilen ama Islâm’a girmeyen halkların soyundan gelen çok sayıda Suriye kökenli Hıristiyan gördüm: On­lar bile, erken Müslüman döneminden bir altın çağ olarak, Halife Ömer b. Hattab (ra)’dan da kendi dinlerinin koruyucusu ve kollayıcısı olarak sözediyorlardı. Folklor, bazen yazılı tarihten daha fazla aydınlatıcı olabiliyor. Yine de yazılı tarihte küçük bir araştırma yaptığınız zaman bile, Hıristiyanlar, her zaman hoşgörülebilecek kadar kolay bir tebaa olmasa da, Haçlı Sa­vaşlarından sonra bile Sünnî Müslümanların Hıristiyanlara karşı fanatikçe tavırlar takındığına dâir hemen hemen hiçbir hâdiseye rastlayamayacağınızı keşfedeceksiniz. Oysa Hıristiyanların pek çoğu, İslâm dinine kamuoyunda hakaret etmeyi dînî bir görev olarak telâkki ediyorlardı; o yüzden liderlerinin de kışkırtmasıy­ la Müslümanlara karşı “şehit” olmak için, savaşmak için can atıyorlardı. Çe­şitli ülkelerde çeşitli zamanlarda Müslümanlara karşı bu tür bir dînî histeri, hoşgörüsüzlük ve husûmet salgın hâlini alıyordu; ama Müslüman yöneticile­rinin bunlara karşı sükûnetle, duyarlı bir şekilde tavır takınmaları İslâm tari­hinin en muazzam ve en muhteşem hâdiselerinden biriydi.
ŞEYHMUS DİKEN'DEN Erebê Şemo'nun Dili!
Maksim Gorki diyor ki; "Kürt halkı, kendi yazarı Erebê Şamilov'un diliyle konuşuyor." Bakın bu bir yazara, yine büyük bir yazarın verdiği koca bir değerdir. Gorki, Erebê Şemo Kürt Halkının diliyle konuşuyor ya da yazıyor demiyor. Kürt halkı Şemo'nun diliyle konuşuyor, diyor. Lis Yayınları'nın "Şivanê Kurmanca"* ismiyle yakın
Kudüs İşte Böyle Kurtulur!
01- Müslümanlar, “Başımı veririm, imanımı vermem!” derecesinde kâmil imana sahip olacaklar. İslâmiyet’i tam öğrenip eksiksiz yaşayacaklar. “İslâmiyet, yaşam biçimi” olacak. Bir Müslüman camide neyse dışarıda da o olmalıdır; “Camide “Allah dostu”, “Cami dışında şeytan dostu” olamaz. 02- Sadece namaz kılmakla, oruç tutmakla, Müslüman olunmaz.
Reklam
55 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.