Sürücü Koltuğu, oldukça sıradışı, bir o kadar da etkileyici bir metin. Güney Avrupa’da bir şehre, tek başına tatile giden ve biraz alışılmışın dışında düşünen ve davranan bir karakter üzerinden, toplumun beklentileri ve bireyi kalıplara sokması, aşk, ölüm ve kadın-erkek ilişkileri sorgulanıyor. Kısacık metinde yazar, incelikli bir şekilde dünya düzeni, kadın-erkek eşitsizliği, din ve toplumun ‘farklı’ olana hoşgörüsüzlüğüne dokundurmayı da ihmal etmemiş. Herkes sever mi emin değilim ancak ben çok ama çok sevdim. Bu kadar kısa olmasına rağmen oldukça sarsıcı ve etkisinden kolay çıkılmayacak, dönüp üzerine zaman zaman düşüneceğiniz bir metin.
Şimdi sizden beş dakikanızı ayırmanızı ve şu soruları yanıtlamanızı istiyorum: Hiç kendinizi tekinsiz, gergin, endişe verici bir ortamda hissettiniz mi? Ya da hareketleri ve konuşmasıyla sizi şaşırtan biriyle sonunu tahmin edemediğiniz bir yolculuğa çıktınız mı?
Bu sorulara yanıtınız “hayır” ise üzgünüm. Çünkü
Lise, “ İnsan her zaman nazik olmalı. Bu belki son şanstır.” diyor. “ İnsan her an karşıya geçerken çiğnenip ölebilir, hatta kaldırımda dururken bile, her an, bilemeyiz ki! Bu yüzden her zaman nazik olmalıyız .”