“Aslında ün sana göre değil. Ünlü biri olarak öldükten sonra mezar taşına adını yaldızlı harflerle yazdıklarını düşünelim. Zamanla bu yazılar yaldızıyla birlikte silinip gidecek olduktan sonra, bunun ne değeri kalır, kimin ne işine yarar? Ayrıca ünlülerin sayısı o kadar çok ki, sürüsüne bereket, zayıf insan belleği hepsinin adını ezberde tutmaya yetmez!”
İstanbul Destanı
İstanbul deyince aklıma martı gelir. Yarısı gümüş, yarısı köpük Yarısı balık, yarısı kuş. İstanbul deyince aklıma bir masal gelir, Bir varmış, bir yokmuş. İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir Anadolu`da, toprak damlı bir evde Gülcemal üstüne türküler söylenir. Süt akar cümle musluklarından Direklerinde güller
Sayfa 147 - (Sayfalar 147-160)Kitabı okudu
Reklam
64 syf.
10/10 puan verdi
Her defasında farklı bir şekilde bitiriyorum dergiyi. Bu kez yüzümde farklı bir ifade vardı;hafif kırgınlık, hafif kızgınlık, biraz gülümseme... Her defasında farklı bir sarsıntıyla sarsılıyor çehrem.. Bunu nasıl başarıyorsun izdiham? Her defasında farklı bir acı denizinde boğuyor bırakıyorsun, hiç mi iyi şeyler olmuyor hayatta.. Hümanist düşüncelerime neden her defasında çelme takıyorsun? Sürüsüne bereket sorularla beni bir başıma bırakmayı başarıyorsun. Bu sayının beni en etkileyen yazısı 'monokilinik notları' oldu. İzdiham'dan öte Zehra Betül'e böyle bir yazı yazdığı için de kırgınım iyi insanların acı çekişini gözler önüne serdiği için kırgınım. Mücahit Gündoğdu'ya kızgınım bana Aliya İzzetbegoviç konulu yazısını Bayram Bilge Tokel'in Bosnalı Anne türküsünü dinleyerek okutturduğu için.. Bana ağlamayı öğretiyorsunuz İzdiham ekibi, kızsam da seviyorum sizi, kırsanız da seviyorum... Hümanist düşüncelerime çelme takışlarınızı da seviyorum.
İzdiham - Sayı 32
İzdiham - Sayı 32İzdiham Dergisi · Periyodik Yayınlar · 2017213 okunma
138 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Peş peşe okuduğum dört Saik Faik kitabının ardından ki yaklaşık 70 civarında öyküye denk geliyor, bir durup soluklanmak, biraz okuduklarımı sindirmek, biraz da üzerimde biriken yükü boşaltmak maksadıyla bir mola vermek icab edince, bir semaver dibinden daha güzel bir köşe olamayacağını düşünüp çıkınımı buraya boşaltmaya karar verdim... Gelin,
Semaver
SemaverSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 201311,9bin okunma
İstanbul Destanı
İstanbul deyince aklıma bir martı gelir Yarısı gümüş yarısı köpük Yarısı balık yarısı kuş İstanbul deyince aklıma bir masal gelir Bir varmış bir yokmuş İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir Anadolu'da toprak damlı bir evde Gülcemal üstüne türküler söylenir Süt akar cümle musluklarından Direklerinde güller tomurcuklanır Anadolu'da
204 syf.
8/10 puan verdi
Vay fırlama vay. Zaten bunca zamandır elimden kaçabilmiş olmanın en kuvvetli sebebi, zehir gibi bir fırlama oluşun olmalı. Anca yakalayıp okuyabildim seni. Gerçi... Dur bakalım... Belki de sen, artık yakalanmak istediğinden ötürü seni yakalamış olabilir miyim? Ne de olsa yeri geldiğinde Şeytan'ın kıçına parmak atacak kabiliyet, sende mevcut. Bizi
Oğullar ve Rencide Ruhlar
Oğullar ve Rencide RuhlarAlper Canıgüz · İletişim Yayınları · 202011bin okunma
Reklam
320 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.