Hüzün Mevsimi
Gece bir tabut gibi çöker omuzlarıma bir ölünün iç çekmesi olur rüzgâr hüzünle düşünürüm uzaktaki bir evi yıldızlar sayılmaz: hasret uzakta hasreti bir ben bilirim
Olmak ya da Olmamak...
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel Zalim kaderin yumruklarına, oklarına Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü. Çünkü, o ölüm
Reklam
Ölmek Ne ki ölmek zaten ya… ölmek Ölmek uyumak sadece. Düşün ki yalnızım. uykuda bitebilir bütün acıları yüreğin. Çektiği bütün kahırlar insan oğlunun. Uyumak.. ama düş görebilir insan uykusunda. Çok kötü.. çok kötü.. Çünkü o ölüm uykularında sıyrıldığımız zaman yaşama kaygısından öyle düşler görebilir ki insan. Bir düşünsene ama işte bu düşüncede uzun yaşamayı cehennem eden. yoksa kim dayanabilir ki zamanın kamçısına, zorbanın kahrına, gururun çiğnenmesine, sevginin kepaze edilmesine, kanunların bu kadar yavaş, yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine. kim dayanabilir kötülere kulluk etmesine iyi insanın, bir göğsüne bıçak saplamak varken kim dayanabilir. Kim ister ki tüm bunlara katlanmak Ağır bir hayatın altında inim inim inleyip ter dökmek ölümden sonraki bir şeyden bu kadar korkmasa bu kimsenin gidip de dönmediği o bilinmez dünya ürkütmese bu kadar yüreğini kim dayanabilir? Bilinç .. bilinç böyle korkak ediyor hepimizi. Düşüncenin o soluk ışığı bulandırıyor gönülden gelen o doğal rengini Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar Yollarını değiştirip bu yüzden Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
Aşiyan’a doğru Mezarımı göreceksin; Sakın Şaşırma” Belki yüreğin burkulacak, ölümüme üzüleceksin. Rakıyı anlamsız kılacak belki ölümüm. Neden mektuplarıma cevap gelmedi diyeceksin.
Sevgili kendim; Koskoca 1 seneyi daha arkanda bıraktın. İyisiyle kötüsüyle,acısıyla tatlısıyla, hüznüyle mutluluğuyla, gözyaşıyla kahkahasıyla ve dahasıyla... Her sene daha güçlüsün görüyorum ama olaylar karşısında kartal misali durmaya çalışsanda kanadı kırık serçe misali yüreğin. Fakat ne olursa olsun vazgeçmiyorsun. İnadına seviyor, inadına
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte. İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık! İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.