Çocukluğumun büyük kısmını, Susam Sokağı'nın sanal Simülasyonunda, dost canlısı kuklalarla şarkılar söyleyerek ve bana yürümeyi, konuşmayı, toplamayı, çıkarmayı, okumayı, yazmayı, paylaşmayı öğreten etkileşimli oyunlarla geçirdim.
Susam Sokağı 1969 yılından beri Amerikan PBS kanalında yayınlanan
eğitici çocuk programıdır. Türkiyede TRT tarafindan 80'li ylların sonunda iki sezon Türkçe uyarlaması yapılp yayınlanmıştır.
Tayland'da, 1993'te Susam Sokağı, Bart Simpson ve Muppets bebekleri ürettikleri kapısı dışarıdan kilitli atölyede yanarak Ölen yüz doksan işçi kızın da hiçbir örgütlenme hakkı yoktu.
bir sürü insanın yüzlerini yüzünüzün dibine getirip Susam Sokağı'ndaki gibi salakça sorular sormasıymış.
"Hangi gündeyiz, bana söyleyebilir misin?" "iki, iki daha kaç eder?"
"Hangi eyalette olduğumuzu biliyor musun?" Ne kadar da salaklar, Tanrım!
Her şeye rağmen gezip gördükçe Ankara'da sevdiğim yerler oldu. Hepsi de yakın ya da uzak geçmişten hala bir şeyler taşıyan yerler. Hacı Bayram ve çevresinin kasaba havası. Yenimahalle'nin terk edilmiş sineması, meyhaneler sokağı ve Yeni Huzur Oteli. Subayevleri'nde hissettiğim tatil yeri neşesi, parlaklığı. Doğanşehir'in dar, gökyüzü göster meyen sokakları. Cebeci'nin üst tarafındaki bahçeler. Beştepe'deki şehre hakim tepe. Kale'nin buyurganlığı. Ulus'ta güzel isimli sokaklar: Kediseven Sokağı, Susam Sokağı, Tarhana Sokağı. At Pazarı'nda kuş kadar bir sokak: Kuş Sokağı. Ve o akşam şiir dinletisi için gittiğimiz, senin daha önce hiç görmediğini söylediğin, Sarıkadın Sokağı.
Bazen bıkana kadar Susam Sokağı’ndaki “Arada Kaldım” şarkısının klibini izliyorum. Adamın iki canavar arasında kalışına üzülmem gerekir belki ama epey gülüyorum. Bizi gülmek kurtaracak, biliyorsam bir bunu biliyorum, başka da bir şey bilmiyorum Osman.