Kalemin feryadı, mürekkebin ağlaması dinmiyor.
"Benim yazarlarım, şairlerim birer adadır. Bütün bilinirliklerine rağmen ada. Henry David Thoreau, Rilke, Bachmann, Neruda, Necatigil, Sezai Karakoç, Sabahattin Ali, Oğuz Atay, Salah Birsel... Ben de öyle olmak, öyle kalmak isterim. Keşfedilmemiş yanlarım olsun, hiçbir okurun yolu geçmesin oradan. Hiçbir el değmesin düşüncemin, hayalimin o köşesine. Oradan, o kuş uçmaz, kervan geçmez adadan yazdıklarım, gidip bulsun birilerini bulacaksa. Onlar da desinler, biri var uzakta, belli belirsiz, varla yok arası, oradan yazıyor. Beni buralarda aramayın o zaman. Oradan konuşalım konuşacaksak, uzun konuşalım, aradaki boşluklarla ve daima susarak."
Reklam
İnsan, bir hatıra oluyor nihayetinde…
Sonra... Çağınız başlıyor ey hatıralar! Sönük işte, bölük pörçük ne varsa dağılmış uzun yıllara. Dön, geri bak! Yıllar ve anılar savruluyorlar, yazık, dur durak bilmeden.
Sonrası anne
Baba evlerini yaşatan, ancak ve yalnız annelerdir. Zira, anne hayattaysa, babanız bütün bütün ölmüş sayılmaz. Evinin direğini yitirmiş çoğu kadın, bizim idrak edemeyeceğimiz bir marifetle, evde onu, kimselere görünmez, yalnız kendisinin görüşüp halleşebildiği esatiri bir varlık gibi yaşatır. Hayır, hayır! Rahmetli eşinin hatırasını yaşatmak kabilinden bir şey değildir bu. Basbayağı, su bildiğimiz yaşamaya benzer, sanki yarı canlı, yarı ruhanî ikinci bir hayat.
Baba Evi
Baba evleri, ebedî bir hüzün yumağıdır. Ne yerlisiniz, ne yabancı, galiba biraz emanetçi. Baba dünyadan göçtü mü, evin bütün köşe bucağı, onun eline alışkın bütün eşya,başkasını asla kabullenmek istemez. Aralarında ne kadar dolansanız beyhude! Yüzünüze bakıp istihza ile gülecekler. Hiçbir gereç elinize yakışmayacak, hiçbir köşeyi, koltuğu dolduramayacaksınız.
Sandık
Baba evinde, geleceğin bir hülya gibi duyulduğu günlerin birinde çeyizini yerleştirmeye durduklarında, annesi önce bir taş koydu sandığın dibine. "Yerinde taş gibi ağır ol, kalıcı ol." dedi. Ve bir kalıp sabun. "Geçimin kolay olsun, güzel olsun, talihin pak olsun. Sonra, bütün eşya boşaltılsa bile tükenmeyecek, asla eksilmeyecek bir şeyler kattı çeyizlerin arasına. Zor günler için biraz sabır, bir miktar tahammül, odaları ışıtacak bir avuç gülümseme, kâfi derece de yaşama sevinci, yalnızlıklarda işine yarayacak birazcık iç huzuru ihtiyaç duydukça elini uzatıp alabileceği bir tutam gönül aydınlığı.
Reklam
Geri14
47 öğeden 41 ile 47 arasındakiler gösteriliyor.