Geçmişi fotoğraflardan öğrenmek mümkün mü? Ne anlatabilir bugün size, çoktan ölmüş insanların durgun ve suskun suretleri? Sadece zamanın geçip gittiğini ve her şeyin bir gün bittiğini.
inanasım gelmiyor, akıllanmışım
sanki "o" bende ölmüş ve ben bu yüzden yorgun, suskun ve bomboşum
…
“O" bendeki adam ne olduysa ansızın gözümde başkalaştı, değişti
sanki gece, soğuk elleriyle
takatsiz ruhumu alıp gitti.
Tutkuların evinde savaş kırıkları var;
Kül olmuş bir bütun'ün yonga yanıkları var.
Eski özlemlilerin yeni bahçelerinde,
Anı kuyularının suskun çığlıkları var.
Altmış beş yıldır
Sırtımı bu vatana dayamış suskun bir küçük kızım
Bu şehrin hâkiminin emriyle ne zaman yüzleşeceğim:
"Evi basın ve bağlayın
Oğlu evin bir odasında acı çeksin!" bu şehrin
Hâkimiyle yüzleştim
Ve ayağa kalktım
Güven ve sevginin anlamını taşıyan şarkılarla-
Barışı isteyen!
Fetva Tukan / Filistin
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni...
Ne o, yoksa sen de âvâre misin
Sokak sokak gezen divâne misin
Suskun durma öyle, konuş, ne olur
Belki alev söner, hüzün kaybolur
Galiba dumanlı yeşil gözlerin
Yolunu mu kaybetmişsin göklerin
Kirpiğin mi ıslak, elin mi şaşkın
Esiri mi oldun sen de bir aşkın
En karanlık andaki umudu aramaya gittim.
Az sonra dönerim.
Elimde bir çiçek olur nefesi suskun.
Bir can daha kazanmış gibi oyunda, küçük galibiyetler.
Güzel sevişen hayaletler.
güz gibi olsaydım keşke... güz gibi olsaydım keşke
keşke güz gibi suskun ve hüzün verici olsaydım
arzularımın yaprakları sararırdı birer birer
gözlerimin güneşi soğurdu
acıyla dolardı göğsümün gökkubbesi
ansızın pençesini indirirdi canıma, bir hüzün tufanı
gözyaşlarım yağmur misali
eteklerimi boyardı
âh... ne güzel olurdu güz gibi olsaydım
vahşi, heyecanlı, rengarenk olurdum
gözlerimde bir şair göksel bir şiir okurdu
yanıbaşımda yalazlanırdı âşığın kalbi
ateşin kıvılcımlarında gizli bir dert.
benim ezgim...
kırık dökük, rüzgâr sesi gibi
keder kokusu dõkerdi yorgun gönüllere.
önümde:
genç bir kışın acı çehresi
ardımda:
yazı birbirine katan zamansız bir aşk
göğsüm:
hüznün, acının, evhamın mahalli
güz gibi olsaydım keşke