Canın çok mu yandı ben yokken?
Yoksa kendimi çok mu önemsedim
aklında yokken..
Yalnızlığınla mı evlendin?
Hani evin bile bendim...
Sözler verdin tutamadığın,
Birer birer tutuyorum sözlerimi,
Hani tutmam için zorladığın.
Haberin olmayacak belki,
Umrunda değilsem heleki...
Ama bil isterim, ama duy isterim;
Cesaretim
**Yazılanlarda bir parça da olsa size dokunan bir yer varsa oraya daha önce birisi dokunduğu içindir**.
Böyle bir epigraf ile başlamış
Taş Sektirme Ustası kitabına.
Bu deyiş bam telimeden vurdu beni. Dedim acaba hangi yaşanmışlıklar iç olacak bana.
Kolay değil yaşanmışlıkların ya da ifade edilemeyen boşlukların, insanı zincir gibi bağlayan, esir eden
Can damarım acıyor;
Tutuklanmış nefesim,
Tıkanmış umutlarım.
Lime lime hayallerim;
Oysa
Salıncağımda ilme ilme dokumuştum
Geleceğimin her yılına...
Acaba yanlış mı işledim?
Salıncağımda mıydı aklım?
Her defa kırılıp onarılan kolumun acısı
Habercisi miydi yaşayacaklarımın?
Dualarımı mı eksik yolladım?
Düşüp dizimi kanatırken bile ağlamazdım,
Gözyaşlarıma ihtiyacım olur diye miydi?
Ben, cevapsız sorular mahseninin tek mahpusu
Saldırıya geçmiş düşünceler ordusu..
Dayanmayacak belli;
Hangi can dayanmış ki umut katliamına?
Bir gün...hani olmayacağım ya...
İşte o gün Suskun sesiyle çığlık atacak kalplerde...
Uçurum kenarındakı kuş misali konacak hayalim,
Penceresi hayallere açılanların gökyüzüne🍂
Sessizce dinlemek lazım..
Bazen yorgun bir ruhu.
Huzuru aşka tercih etmiş, sorgulamalardan yorulmuş, ama her hatırayı pamuklara sarıp sarmalayan, yorgun bir ruhu..
Öfkesi, kızgınlığı, kırgınlığı kendisine, narin bir yüreği belki de.
Gitmeyi, gidenleri hiç sevmeyeni..
Hırçını..
O anlatır..
Yola çıkınca geriye dönmeyenleri. Çığlık çığlığa
-Gece.
+Gel Suskun. Özlemişim seni ya..
-Beni bir sen özlüyorsun zaten.
+Ben sana yetmiyor muyum?
-Ama sana da uyku hasret bırakıyor.
+Olsun, seni özlemek bile güzeldir.
-O kadar mı çok seviyorsun?
+Suskunsun sen. Ben dingin saatlerin suskunlarına sevdalıyım.
-Ama çığlık atıyor ya ruhum?
+Ben seni her halinle seviyorum.
-Huzur veriyorsun. Biliyorsun dimi?
+Huzuruma var o zaman. Aniden gelir ölüm uyun, yine bize hasret çekmeler kalır...
Kitabın atmosferine yakıştırdığım, kitabın konusu ile şarkının simgelediği şeyin pek ilgisi olmasa da Ağlayan Kadın gibi bir anlama gelen, şu şarkı ile birlikte incelemeye başlamak istiyorum.
youtube.com/watch?v=XgI8g5a...
-------------- İnceleme ufak tefek spoiler içeriyor olabilir. ------------------
Kitap bittiğinden beri Pamuk
Böyle binlerce uçuk imgeyle
Sancılı, suskun, sarsılarak
Bir çığlık çağlayanı gibi savrulup
Ömrümüzün kapalı ırmağında
Nereye, böyle
Dingin denizlerin dinmez özlemiyle...
Sayfa 83 - e - kitap Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Bu yaşamak tufanı ki şiirden de hızlı
Bitiveren gerçeğin bulanık toprağında
Nereye götürür bizi koparıp kendimizden
Böyle binlerce uçuk imgeyle
Sancılı, suskun, sarsılarak
Bir çığlık çağlayanı gibi savrulup
Ömrümüzün kapalı ırmağında
Nereye, böyle
Dingin denizlerin dinmez özlemiyle ..