Say ki hiç sevmedim seni,
hiç titremedim üstüne.
Farzet hiç olmadım ben,
şu anda da seni düşünmüyorum.
Sana yazılmıyor bu şiir,
öyle say, geç...
Teninin gülümseme saatleri,
tenimin yaşlarla sevişme vakti.
Unut gitsin, düşünme bile.
Çıkar bir yerden kokusu bu yüreğimin yangının,
hiç aldırma, uzaklaş hatta.
Nasılsa canını acıtıyor varlığım, acıma.
Ama susma da, konuş arada.
Kısaltabildiğin kadar kısalt kelimeleri,
ama susma...
Sen sustukça susuyorum sana.
LÜTFEN OKUYUN!
Sadece genç kız çocuklarının başına mı gelir sevdiği tarafından kandırılmak. Bunun erkeği- kadını yoktur. Sevgiye, şefkate, ilgiye, onu ailesi tarafından ayrılması gereken madde aç bir çocuk her zaman ona kollarını sevgiyle açan ilk kişiye bütün kalbini ve sırrını açar. Ona sonsuz sevgi ile bağlanır. İçine çekildiği batının farkına bile varmaz, varsa bile içindeki sevgisizlik ateşi onu da bu vatana tam ortasına iter.
Para ile saadet olmaz demiş ya büyükler. Gerçekten olmuyor. Çocuklarına iyi bir gelecek hazırlamak için hunharca çalışan aileler, çocuklarına bunun gibi sebeplerden vakit ayıramıyorlarsa, bu çalışma hayatı onların vakitlerinin büyük çoğunluğunu çalıyorsa bunu bir kere daha düşünsünler.
Paranın çocuk için hiçbir değeri yok ama aile ile vakit geçirmek öyle mi? Çocuklar büyüdükleri zaman onlara aldığınız lüks eşyaları ya da yaşattığınız lüks hayata hatırlamayacaktır. Onlara gösterdiğiniz ilgiyi, sevgi ve onlar için ayırdığınız vakti hatırlayacaktır.
Kur'an oku, susma! Bilal, elini kulağına koyduğunda bütün konuşmalar o anda biter dudağına sertçe taş atarlarsa parmağını dudağına bas. Vakti geldiğinde o taş ile dünyayı taş kalplilere dar ederiz.
Sayfa 40
Güzide halleri efkar dağıtan cinsten
Özledikçe özlenen yarınlar ne kadar da mesafeli
Yalpalamaya başladığım hallerim tuhaflığın zirvesinde
Bu ben miyim diyorum
Sesimin yayılmasına bakakalarak
Özlediği ruhla karşılaştığı an yok olacak
Şahidi benim biliyorum
Bir kalorifer dibi yalnızlığı
Isıtıyor göz kapaklarımı
Dünya dönüyor ben sarhoş
Tahammül sınırları renklerinden vazgeçmek üzere
Gittiğim yollar keza dönülmezlere gebe
Dilimin dolandığı hikayenin anlatamadığım kısımları
Lâl olmuş bakıyor gözlerime
Duralım mı artık der gibi
Bir daha yaşanmasın bitsin sanki
Susma zamanı demlenme vakti
Azat edelim artık zamanı gelmedi mi?
27/11/2023
Pınar PEKĞÖZ
Bismillahi tevekkültü alellah
Vakit susma vakti Vakit düşünceyi anlama Kötüyü iyiyle Güzeli çirkinle Değiştirme vakti
Başladımı şimdi en büyük cihad Ne demişti Efendimiz Ashabına Küçük cihaddan büyük cihada geçtik Nedir dedi Ashab büyük cihad Nefisle olan cihaddır dedi Allah'ın habibi
Kaldınmı şimdi kendinle baş başa Kimin eli kolu yardımı yetişir sana Yüzleşmeye hazır ol her halinle Kimin varki Rabbinden başka Söyleyemeye başla itiraf et Kabullen ve teslim ol Küçük bir çocuk gibi Suçunu itiraf et ve sığın Yaradanına
Dök kalbindeki zihnindeki Tüm çirkinlikeri Hazır hol her taraftan Sana gelecek saldırılara Ne sandın kolay olacağını mi Kolay değil elbet Ama Allah'ın yardımıda Her zorlukla beraber değil midir Zorluğu göğüsleyenedir İnşirah
Verildi sana tüm sırlar Şimdi sırları kuşanma vakti Çık dünya oyunundan Bir gün son bulacak nasıl olsa O son bulmadan sen sonlandır Seyret olanları dal ilahi rahmete Yoktur sana bundan başka kurtuluş..
-alıntı-
Say ki hiç sevmedim seni,
hiç titremedim üstüne.
Farzet hiç olmadım ben,
şu anda da seni düşünmüyorum.
Sana yazılmıyor bu şiir,
öyle say, geç...
Teninin gülümseme saatleri,
tenimin yaşlarla sevişme vakti.
Unut gitsin, düşünme bile.
Çıkar bir yerden kokusu bu yüreğimin yangının,
hiç aldırma, uzaklaş hatta.
Nasılsa canını acıtıyor varlığım, acıma.
Ama susma da, konuş arada.
Kısaltabildiğin kadar kısalt kelimeleri,
ama susma...
Sen sustukça susuyorum sana.
Aşka açılsın kapın
Kapı açık kalsın
Belki birgün gelirim
Yolunu çok bekledim
Ama seni görmedim
Dünya dönüyor ama hep karanlık
Kapıyı aç bizde gelsin aydınlık
Bekliyoruz sokak başında
Sen hep varsın aklımda
Şimdi mola zamanı,
Nastenka'ya mektupları rafa kaldırdık.
O suskun,ben suskun.
O habersiz ben habersiz.
Okuduğum kitabını(Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir)usulca panjurdan içeri bırakıp gideceğim bir vakitte.
Ve artık sözlerim şiirlerim romane yazılarım onunla beraber tekrardan sessizliğe bürünecek.
Bir delilik edip yaşamak istersem
Susma vakti geldi. Şimdi, sevgiyle tokuşturulan kadehlerin tınlamasını, dost bildiğimiz insanlarla yaptığımız sohbetleri, altun paraların şıngırtısını, Bir güzelin şûh kahkasını, mal yüklü ticaret gemilerinin yelkenlerini şişiren rüzgarın uğultusunu, ilim öğrenmek için okuduğumuz kitapların sayfa hışırtılarını ve hatta, ölümsüzlüğün sırrı olan âb-ı hayat'ın şırıltısını unutalım ve burnumuza üflenen nefesi, vakti gelince aldığımız gibi, tertemiz bir nağme olarak sessizce teslim etmeye hazır olalım. Öyleyse hep birlikte susalım ve artık O'nun sesini dinleyelim.
Sayfa 231
"Susma delisiydik, birleşmiş dilsizler, kendi sesimiz bizi şaşırttı
Günah çıkarma odalarının duvarlarına çizildi unutma eğrisi
Bu atları tamir etmenin vakti gelmedi mi küflü mahmuzlar
Hiç kimse yoksa ben gelirim, ihtiyarın
omzundan haykır Rim!"
“Susma delisiydik, birleşmiş dilsizler, kendi sesimiz bizi şaşırttı
Günah çıkarma odalarının duvarlarına çizildi unutma eğrisi
Bu atları tamir etmenin vakti gelmedi mi küflü mahmuzlar
Hiç kimse yoksa ben gelirim, ihtiyarın omzundan haykır Rim!”
A. Ali Ural
"Ölülerin susma vakti geldi!"... "Toprağa dönüp uyu"...
METİS
