Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ben küçükken kalabalıktım . Ödevlerimi yapmazsam ablam yapardı . Okula giderken çantamı taşımak istemediğimde ablam taşırdı . Marketten canım bir şey istese ilk bana alınırdı . Küçüktüm ben çocuktum ben . Şımarık değildim , çocukta değildim aslında ama çocuk olduğumu hissettirdim onlara . Beş yaşındayken bu role bürünmek zorundaydım belkide . Sonra nerden bilebilirdim ki boyumdan , yaşımdan büyük sorumluluklarım olacağını . Böyle çok mutlu olduğum bir anım oldu . 7 yaşlarındayım o zamanlarda avm var ise bile bize yoktu sanırım . Bir gün pazar alışverişinden dönerken kırmızı bir pantalon gördüm . O zamanlarda tabi , annem evden çıkmadan önce pazardan bir şey istemeyeceğimize dair bizi tembihlerdi , neyse tam alışveriş bitti . Annemin eteğini çekiştiriyorum bu kırmızı pantolonu bana al diye , annem olmaz dedikçe . Hiç susmadan ağlayıp zırlıyorum . Ablamgilde ne yapsın eve gideceğiz oyun oynayacağız daha iyisini alırız gibi şeyler söyleyerek beni ikna etmeye çalışıyorlar . Aslında onlarda o kırmızı pantalonu almayı çok istemişlerdi . Kendileri giymek istemişlerdi . Çünkü ablamgilde çocuktu ama ablaydı işte , abla rolünü almak zorundaydılar . Şimdi bakıyorum da hayat o yıllarda da zormuş . Sene 2005 bu arada , o yıllarda tabi . 20 TL idi hatta o zamanlarda YTL diye geçiyordu . Eve geçtik çok ağladım susmadım . Oysa ki uslu bir çocuktum ben . Neden bu kadar ısrar ettim bilmiyorum. Yazık o zamanlarda benden 9 yaş büyük olan ablam , benim susmadığımı görünce , kendisi için biriktirdiği paradan 20 TL sini alıp , tekrardan pazara gidip o kırmızı pantalonu benim için satın almıştı . Çok mutlu olmuştum .
Merve Tutar
Merve Tutar
yıllar önce hiç susmadan konuşan bir amerikalı'ya o nefret ettiren “slow down, please” yerine, “adagio, pls” demiştim. kullanıyorsa, telifi benim.
Reklam
Akıt gözyaşlarını tutma içinde Karışsın derya denize vursun kıyılarıma Liman olayım istersen sana İstersen sessiz sakin bir sahil kasabası Çayın demin de derinlere dalalım Bir çift olta ile beraber dinleyelim sessizliğin sesini Soru sormam ben iyi dinlerim Sen bilmesen de seni senden iyi bilirim Ağlayacağını hissettiğin zaman kaçarsın aynalardan
Güneş
Güneş işini vaktinde yapamamaktan korkuyormuşcasına aceleyle yükseliyordu bulutsuz gökyüzünde. Sanki sadece bizi değil bulutları da yakıp uzaklaştırıyordu etrafından. Gökyüzünün kendine kalmasını istiyordu sanki. İstediğini yapmayı da iyi biliyordu. Tek bir kuş bile yoktu etrafta. Bu yanlızlığını sıcak olmasına mı borçluydu parlak olmasına mı?
Kurtarıcılarının ışığına ihanet edenlerin Ülkesi!
Büyüdüğünü zannederken un-ufak olan bir ülkenin hikayesidir bu. Küçülmenin, çağdan korkunun, teslim olmanın, diz çökmenin acıklı macerası. Kurtarıcılarının ışığına ihanet eden, Güneş Ülkesinin karanlıkta kalmış insanları… Bir asır önce, kapanık dünyalarını birdenbire aydınlatan çağın ışığından korktular. Ve kendi gettolarında, kendilerince,
Notlar
"Bana buna mı kızdın demeyin. Seni ne bu raddeye getirdi diye sorun. Asla takılmayacağım şeylere şimdi dönüp dönüp bakıyorsam, bana içinde ne birikti diye sorun. Anlatmaya çalışırken sesim yükseliyorsa kaç kere susturuldun diye sorun. Çünkü kimse, susmadan önce bağırmaz." #yesilimsiruyalar
Reklam
Bizi birbirimizden koparan nedir? Bizi kitaba yabancı, kardeşimize asi, Batılıya hayran, ilme üryan, şiire düşman, kuzuya kaplan eyleyen nedir? Sevda nedir? Doğru sorular ulaştıracaktır bizi menzile. Bitkin düşmeden önce, heybemizdeki son azık tükenmeden yetişelim menzile. Dinleyelim birbirimizi. Dinleyelim ki herkes ve her şey susmadan önce kıymet bulsun sözcükler. Boşlukta sallanan cümleler darağacında sallanan kaç umut, yargısız infaz edilen kaç temennidir? Düşünelim. Düşünmek ki insanı anlamlı kılar, eşrefliğini kavratır ona. Düşünmek, hakikati bazen bir muğlaklıkla bazen de apaçık sunar insana. 
Minyeli Abdullah
Ciddi mana da bu kadar keskin ve yerinde cümlelere daha önce az rastlamıştım. Her cumlesi o kadar sınırını belli ediyor ki cok sevdim. Bir dönem yasaklanmış şaşırmamalı tabiki ama tek kelimeyle muazzam bir kitap. Dava bilinci olan her insan alıp okumalı bu kitabı.. Keskim sözlerden bahsetmişken birkaçını buraya aktarmak güzel olur diye düşündüm.
Kurtarıcılarının ışığına ihanet edenlerin Ülkesi!
Büyüdüğünü zannederken un-ufak olan bir ülkenin hikayesidir bu. Küçülmenin, çağdan korkunun, teslim olmanın, diz çökmenin acıklı macerası. Kurtarıcılarının ışığına ihanet eden, Güneş Ülkesinin karanlıkta kalmış insanları… Bir asır önce, kapanık dünyalarını birdenbire aydınlatan çağın ışığından korktular. Ve kendi gettolarında, kendilerince,
Güneş ülkesinin karanlık insanları!!
Büyüdüğünü zannederken un-ufak olan bir ülkenin hikayesidir bu. Küçülmenin, çağdan korkunun, teslim olmanın, diz çökmenin acıklı macerası. Kurtarıcılarının ışığına ihanet eden, Güneş Ülkesinin karanlıkta kalmış insanları… Bir asır önce, kapanık dünyalarını birdenbire aydınlatan çağın ışığından korktular. Ve kendi gettolarında, kendilerince,
Reklam
Keşke
Hayri Varol
Hayri Varol
Anamsız ilk bayramımı yaşadım.. Birlikte geçirdiğimiz son bayramı, son bayramımız olduğunun farkında olmadan geçirmiştik.. Farkında değildim, evet.. Yaşarken, bir çok güzel şeyin elimde olduğunda, o güzelliği, o nimeti farketmediğim gibi, bununda farkında değildim.. Farkedebilseydim bir çok şey daha farklı olurdu.. Şimdi, bugün bir şans
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.