Bu geminin batıyor olmasından kendini sorumlu tuttuğuna eminim. Bilmediği şey şu: O yalnızca bir kılıf , insanların yanlışlarına sığınabilmesi için güzel bir bahane ve bu geminin bir kaptanı yok, varsa da onu henüz kimse görmedi.
İstersem yanılsamayla kaybolmuş gerçekliği bulabilirim. Ama içinde debelenip durduğum dönüşüm buna engel oluyor. İnsan istediği her şeyi yaşayamaz ama düşleyebilir. Bunda anlaşılmayacak bir şey yok. Ben de bazen böyle avutuyorum kendimi.
Seni garantilediğim gün ölsem gam yemem artık.
Garantilemese keşke. Keşke ruhsuz bencilin teki olsa. O zaman belki hata yapma lüksü onda değil bende olurdu. Ama şimdi, bana adanmış hayatı yanlışlarının kalkanı.
Söylesene, bir insan, bir insana baktığı gibi bir baş kasına nasıl bakabilir? Gözleri nasıl aynı sevecenlikle ona dokunabilir? Sanki karşısındaki yüz aynı yüzmüşçesine nasıl birbirine eş hareketlerle o tende gezinebilir? Söyler misin? Söyleyemezsin. Gücüm yetse etrafımı saran kayaları bir bir yuvarlardım üzerinize. Ama hiçbir şey yapmadım. Siz de hiçbir şey yapmıyormuş gibi yaptınız.
Çünkü bana ne kadar sıradan, silik biri olduğumu hatırlatıyordunuz. Belki de duygularımı olgunlaştıracak yolda, senden, hayatın her saniyesinde sahip olmak istediğim senden vazgeçmem gerektiğini, artık seni kaybettiğimi.