Nasıl ki, bahr-ı muhit içerisinde yaşadıkları halde, susuz kalmalarından dolayı değil, belki kendilerinde zikıymet şeylerin husûlü için, nisan yağmuruna şiddetli bir alâka ile ihtiyaç gösteren balıklar gibi, benim de bu Risaleye ihtiyacım şiddetli idi. Cenâb-ı Hakk ve Feyyaz-ı Mutlak hazretlerine binihaye şükür olsun ki, Hayatımın bu karanlık sahifesini de arzularımın pek fevkinde olarak nurlandırdı..
Ey Rabbimiz! Senin rızan için aç ve susuz kalarak tuttuğumuz oruçlarımızı gözümüzün, kulağımızın, kalbimizin cümle azalarımızın oruçlarıyla tahkim etmeyi bizlere nasip eyle. Âmin
Reklam
139 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Hoşgeldin Ey Mah-ı Müberra... Hoşgeldin Ey Nam-ı Süreyya... Hoşgeldin Ey Bedii Rüya... Hoşgeldin... Evvelâ Ramazan-ı Şerifimizin, bütün müslüman alemine bilhassa dünya yüzünde zulüm gören bütün müslümanlara futuhat ve sulh getirmesini niyaz ederim. Oruç, kalbin iftarıdır. Uhrevi lezzetlerden ve layezal sırlardan mahrum, evini arayan bir cocuk gibi
Samanyolunda Ziyafet
Samanyolunda ZiyafetSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20233,012 okunma
18 MART ÇANAKKALE DESTANI
18 MART ÇANAKKALE DESTANI Şair Mesut Kılıçoğlu Çanakkale’yi yazıyorum size, Selâm olsun tüm şehidlerimize. Anlatacağım yiğit Mehmetleri,
"Artık dünya gözümde yok."
Hz. Enes anlatıyor: Allah Resûlü, mescide girdiğinde Hâris b. Malik (r.anh) yerde uzanıyordu. Resûlü Ekrem, onu ayağıyla dürttü ve ona "Başını kaldır." dedi. Hâris başını kaldırdı ve "Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resûlü." dedi. Allah Resûlü: "Geceyi nasıl geçirdin ey Hâris?" diye sordu. Hâris: "Gerçek bir mümin olarak sabahladım Yâ Resûlallah." dedi. Hz. Resûlullah: "Her sözün bir hakikati vardır, senin söylediğin sözün hakikati nedir?" buyurdu. Hâris: "Artık, dünya gözümde yok. Öyle ki gündüzlerim susuz, gecelerim de uykusuz geçiyor. Sanki Rabbimin arşını görür gibi oluyorum. Sanki, bir tarafta birbirini ziyarete giden cennet yârânını, diğer yanda da feryat eden cehennemlikleri seyreder gibiyim!" dedi. Hz. Resûlullah: "Sen, Allah'ın, kalbini gerçekten nurlandırdığı bir insansın. Sen, Allah marifetine etmişsin, bu şekilde devam et." buyurdu.
Ahiret Olmasaydı... DİLSİZ BİR yankıya dönerdi hayat denilen. Eğer ahiret olmasaydı, bir yere gitmeyip durakta öylesine beklemenin katmerli saçmalığıyla düğümlenirdik. Acılarımızın, kederlerimizin, yalnızlıklarımızın üzerindeki kutsallık mührü kalkar, zelil mahluklara dönerdik. Soylu amaçlar bir bir katledilirdi eğer bir diyar-ı âher
Reklam
Hasretim, hicranım, firkatimsin. Aramadan bulduğum, yola koyulmuş göçüm. Mekke'de hüzün yılımsın aç ve susuz; Ebu Talip ve Hatice'siz.
Susuz, soğuk dudaklardan döküldü birkaç hece. Bak, gökyüzü berrak, yağmur var ve ıslandım. Her dervişin dimağında yer eden bir bilmece. Yıl 57, yer Nedim divanında bir gece. Huzurlu bir ses yükseliyor Sıla-i Rahim’den. Ölmenin tam zamanı hazır hava güzelken. Çeşminden dökülmüş doğarken kıvırcık daçların, Bir ezanla fısıldanmış en güzel isim; ADIN.
HAYKIRMAK İSTİYORUM
Haykırmak istiyorum. Haykırmak; Beni Hak'ka çekene Batıldan nefret ettirene Allah için sevdirene Resûlullah'ı anlatana Can dostuma Haykırmak istiyorum
Sayfa 186 - NurKitabı okudu
"Yasin Sûresini okuyunuz. Çünkü onda, on türlü bereket vardır: 1. Aç kimse okursa doyar 2. Çıplak bir kimse okursa giyinir 3. Bekâr okursa evlenir 4. Korku içindeki okursa emniyete kavuşur 5. Mahzun (üzgün) okursa ferahlar 6. Sefere çıkan okursa, seferde Allah yardım eder 7. Bir şeyi kaybolan okursa kaybettiğini bulur 8. Ölüye okunursa azabı hafifler 9. Susuz kalan okursa susuzluğu gider 10. Hasta okursa şifa bulur."
Sayfa 74 - Yaptığımız İş Ne Kadar Doğru?Kitabı yarım bıraktı
Reklam
Bazen fıtri mülahazalar gereği sonsuzluk kavislerini içimizde hissederken bazen de tan vaktinin ağarmasından bir kaç vakit öncesine haps ediyoruz kendimizi. Bavulumuza koymuşuz zamanları oradan oraya hamallık yapıp duruyoruz. Geçmişin vaveylasını bir kenara bırakıp, geleceğin vehim vesveselerinden sıyrılıp Şafağı göremiyoruz. Biz eşref-i mahlukat olma amentüsünde; zorlu bir kervanın susuz bedevileri hükmündeyiz. İşin özu bir girdabın içerisindeyiz mesele ziyan olmamak...
İnsan aç susuz kalabilir Zemheri kışlarda Bir sıcak yuvaya hasret kalabilir Bunlar da gelir geçer Allah elbette yardım eder Adaleti unutan kayırsın Sarayda olsan dahi Sefilsin yalnızsın Gökhan ER I 14 Mart 2024 I
Tutunamayanlar
Susuz, soğuk dudaklardan döküldü birkaç hece. Bak, gökyüzü berrak, yağmur var ve ıslandım. Her dervişin dimağında yer eden bir bilmece. Yıl 57, yer Nedim divanında bir gece. Huzurlu bir ses yükseliyor Sıla-i Rahim’den. Ölmenin tam zamanı hazır hava güzelken. Çeşminden dökülmüş doğarken kıvırcık daçların, Bir ezanla fısıldanmış en güzel isim; ADIN. Şair Lütfü
Amma gelecek günler ise, mâdem daha gelmemişler; içlerinde çekeceği hastalık veya musibeti şimdiden düşünüp sabırsızlık göstermek, şekvâ etmek, ahmaklıktır. "Yarın, öbür gün aç olacağım, susuz olacağım." diye bugün mütemâdiyen su içmek, ekmek yemek, ne kadar ahmakçasına bir divâneliktir; öyle de, gelecek günlerdeki, şimdi adem olan musibet ve hastalıkları düşünüp, şimdiden onlardan müteellim olmak, sabırsızlık göstermek, hiçbir mecburiyet olmadan kendi kendine zulmetmek, öyle bir belâhettir ki, hakkında şefkat ve merhamet liyâkatini selbediyor.
Dua
Biz, kısık sesleriz...minareleri, Sen, ezansız bırakma Allahım! Ya çağır şurda bal yapanlarını, Ya kovansız bırakma Allahım! Mahyasızdır minareler...göğü de, Kehkeşansız bırakma Allahım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allahım! Bize güç ver...cihad meydanını, Pehlivansız bırakma Allahım! Kahraman bekleyen yığınlarını, Kahramansız bırakma Allah'ım! Bilelim hasma karşı koymasını, Bizi cansız bırakma Allah'ım! Yarının yollarında yılları da, Ramazansız bırakma Allah'ım! Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü, Ya çobansız bırakma Allah'ım! Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız; Ve vatansız bırakma Allah'ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah'ım!
Arif Nihat Asya
Arif Nihat Asya
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.