İran Islam Devrimi'nin İslam alemindeki selefi akımlara üflediği ruh ile onları siyasete doğru motive ettiği inkar edilemez. Afganistan Cihadı ise kazanılan siyasi şuurun pratiğe dökülmesi için bu akımlara pratik ve lojistik imkanlar hazırlamıştır. Suudi vatandaşlarının Cihat boyunca ve sonrasında oynadikları roller önemlidir ve Usame b. Ladin gibi bir fenomenin bu süreçte ortaya çıktığı unutulmamalıdır. Bu süreç aynı zamanda İslam aleminde "cihatçı selefiyye" ile " Suudcu selefiyye" ayrımının belirginleşmesine de tanık olmuştur.
Sayfa 253Kitabı okudu
Suudili müslümanlar ile diğer müslümanlar arasında her zaman geniş bir manevi mesafe olagelmiştir. Bu durum, İhvan-ı Müslimin veya Cemaat-i islami gibi etkili uluslararası uzantıları olan modern sivil İslamcı hareketlerin metot ve düşüncelerinin Suudi Arabistan'da fazla karşılık bulamnasının nedenlerinden bir tanesidir.
Sayfa 196Kitabı okudu
Reklam
ibn Abdülvehhab'ın tavizsiz da'vetine tanıklık eden bu topraklar, tarihinde yaşamadığı bir sosyal dönüşüm dönemine ülkede petrolün keşfi ile girmiş bulunmaktadır.
Sayfa 156Kitabı okudu
Devlet yöneticiliğini, Hz. Peygamber'den tevarüs eden kutsal bir vazife olarak değil, dinin selameti ve ümmetin salahı için yerine getirilmesi vacip dünyevi bir görev olarak telakki eden Ibn Teymiyye, hilafet veya imamet meselelerini teorisinde neredeyse tümüyle ihmal etmiş hatta hilafetin nazari temellerini eleştirmiştir.
Sayfa 141Kitabı okudu
1924`de boşalan hilafet makamı, hiçbir zaman Vehhabi imamın ilgi odağı olmadı. Bu makam için dünya müslümanlarının genel kabulünü alamayacağı öngörüsü, hilafet makamı için onay veren esas gücün İngiltere olduğunu idrak etmesi veya Wahba'nın tespit ettiği gibi, parçalanmış bir islam alemi üzerindeki bir halifenin fonksiyoner olamayacağı gerçeği, İbn Suud'u böyle bir siyasi tutumu almaya itmiş olabilir. Şerif Hüseyin sonrasındaki dönemde hilafetin yeniden inşası adına değişik İslami çevrelerce yapılan uluslararası çağrılara Ibn Suud'un sürekli suskun kalışı bu politikanın bir sonucudur.
Sayfa 139Kitabı okudu
Yaşanılan coğrafya ve kültürel etkileşimler, zihniyete ve davranış biçimlerine şekil verir. Bu yargı, dine dayalı zihniyet ve pratikler söz konusu olduğunda da değişmez.
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
dini coşku ve fanatizm örnekleri, İslamiyet'in ilk yüzyılında ortaya çıkan Hariciyye mensuplarıyla 20. yüzyılın İhvan mensupları arasında çok yönlü benzerliklerin bulunduğunu göstermektedir.
Kendilerinden olmayan veya kendileri gibi olmayan insanlar Vehhabi ulema ve İhvan açısından kafir veya en azından kınanmayı hak etmiş mücrim ve fasık kişilerdir.
Vehhabilik isminin bugün Vehhabi olmayanlarca yaygın olarak Hanbelilik yerine ve bütün şekilleriyle selefi akımlara atfen kullanıldığı söylenebilir.
Tevhid, Vehhabi doktrininin ana temasını oluşturur. Yaratıcılık, kainata hakim oluş ve idarecilik, kullarına emredicilik gibi vasıfların sadece Allah'a ait olduğunu ifade eden tevhid-i rububiyet; ibadet edilecek, duada bulunulacak, kendinden korkulacak veya ümit bağlanacak tek merciin Allah olduğunu ifade eden tevhid-i uluhhiyet; ve iman ile amelin ayrılmazlığını ifade eden tevhid-i ameli tevhid itikadının vazgeçilmez üç ayrı dayanağıdır.
Reklam
Harici düşüncesinin katı dini yorumu ve Haricilerin tutum ve davranışlarının arkasında, çöldeki sosyal hayatın, kabile taassubunun ve bedevi psikolojisinin kuvvetli etkilerini bulmak hiç de zor değildir.
ekonomi, işletme gibi alanlardaki ve teknik bilimlerdeki eğitim fırsatları, modern Suudi Arabistan'da kişilere daha fazla gelir vadettiğinden, dini eğitimin popülerliği tedrici olarak azalmış, böylece ulemanın toplumdaki statüsü düşmeye başlamıştır.
"Pasif bir tahammül, Bedevinin, kendisini içinde bulduğu durumu değiştirecek her teşebbüse tercih edeceği bir tutumdur. " | Hitti
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Geçmişten Günümüze Kabe’nin İşgali, Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara’nın 2015 yılında Rağbet Yayınlarından basılan 184 sayfadan oluşan bir kitaptır. Kitap sayfa sayısı az olmasına rağmen muhtevasındaki bilgi baz alındığında oldukça kapsamlı bir kitaptır. Kitap, İslam öncesi dönemden 1979 yılında yaşanan son baskına kadar olan süreçteki Kabe’nin
Geçmişten Günümüze Kabe'nin İşgali
Geçmişten Günümüze Kabe'nin İşgaliMehmet Ali Büyükkara · Rağbet Yayınları · 201535 okunma
Bu dönemin Necd dışında gelişen ilk önemli hadisesi , Vehhabi kuvvetlerinin 13 Mayıs 1802 de Kerbela'ya düzenledikleri baskındır. Gadir-i Hum kutlama törenlerine rast getirilen bu baskında iki binden fazla Şii'nin öldürüldüğü bildirilmektedir . Abdülazizin oğlu Suud liderliğindeki Vehhabiler , Hz. Hüseyin'in türbesi içindeki altın ve gümüş süsleme ve eşyaları alarak Dir'iye'ye geri döndüler. Bu baskının peşinden Vehhabiler Suriye'ye yöneldiler. Şam kısa süre de olsa bir dönem Vehhabi işgali altında kaldı.
88 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.