Suya düşen yılana sarılır der atalarımız.
Emperyalizmin güdümünde ki siyaset dünyası adeta bir yılan deryası.
İlahi nutuk ile rol çalmaya kalkanları da görünce Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk kitabı ile bir asır önce ki uyarılarını yeniden hatırlatmak artık ulu bir göreve dönüştü.
Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra Türkiye Cumhuriyeti
SON TÜRKÜ
Kaybolmak üzre suya düşen bilezik
Bak bütün kırışıklar silindi sudan.
Son saatimde mi uyandım uykudan,
Neden boş geçen yıllardan içim ezik?
Durdu beni ölüme götüren kervan.
Eski bir şarkı söyleniyor rüzgârda.
Duydum ki sevmeyi bilen dudaklarda
Benim ilâhilerim hâlâ okunan.
Sevgilim... ellerime dokunaraktan...
Beni çağıran bir eda var sesinde.
Bu muydu insanlara son nefesinde
Görüneceğinden bahsedilen şeytan?
Sular çekilmeye başladı köklerde
Isınmaz mı acaba ellerimde kan?
Ah! Ne olur bütün güneşler batmadan
Bir türkü daha söyleyeyim bu yerde.
15. Yûsuf'u götürüp kuyunun dibine bırakmaya karar verdikleri zaman biz de ona, "Andolsun, (senin Yûsuf olduğunun) farkında değillerken onların bu işlerini sen kendilerine haber vereceksin" diye vahyettik.
16. (Yûsuf'u kuyuya bırakıp) akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.
17. "Ey babamız! Biz yarışa girmiştik.
Kaybolmak üzre suya düşen bilezik;
Bak, bütün kırışıklar silindi sudan.
Son saatimde mi uyandım uykudan,
Neden boş geçen yıllardan içim ezik?
Durdu beni ölüme götüren kervan.
Eski bir şarkı söyleniyor rüzgarda.
Duydum ki sevmeyi bilen dudaklarda
Benim ilahilerim hala okunan.
Sevgilim.. Ellerime dokunaraktan..
Beni çağıran bir eda var sesinde.
Bu muydu insanlara son nefesinde
Görüneceğinden bahsedilen şeytan?
Sular çekilmiye başladı köklerde
Isınmaz mı acaba ellerimde kan?
Ah! Ne olur bütün güneşler batmadan
Bir türkü daha söyliyeyim bu yerde!..
Ankara, Ekim 1936
(Varlık, 15.6.1937)
Dünyayı çocuklar yönetsin... evet.
Dünyayı Gazze'de beyaz fosfor bombaları yüzünden yanarak can çekişen çocuklar yönetsin! Top oynarken arkadaşının cesedine rastlayan, körpe bedenleri perem perem edilen, "ben annemi saçından tanırım" diye feryat edip kimsesizliğine ağlayan, babam olsaydı biz üşümezdik diyerek ıslak kıyafetleriyle
Gölgesi suya düşen,
Canilerin postlarından kan süzülür
Toprağın ana rahmine.
Yıkılmış köylerden gri bulutlar kaplar
Gökyüzünü,
Nehirlerden kan akıyordur artık,
Ölüm kurşun,
Ölüm ağır bir yük!
Lisanı k'ayıp çocuklar koşuyor gözlerimin deltasında
Ağulu türküleriyle
Acılı bir fon müziğinin sesini doğurur
Mezopotamya
Boynu bükük çiçekler açardı oysa dağlarında
V'akit çok geçtir artık.
ÖLMEK YASAK
Ve ben ne zaman özgür bir düş kursam , cumartesi yüzlü anneler ağlar.
Lice'de küçük bir ceylan vurulur dağlarda,sesim içime kaçar.
Mülteci bir yaşam yapışır boğazıma
Roboski de Rojava da kazılır sübyan mezarları,
Kimi kardelen korkar,
Kimi kanla karışık gül
Özgürlük
Adalet
Eşitlik
HEPSİ YALAN!!
Kaybolmak üzre suya düşen bilezik;
Bak, bütün kırışıklar silindi sudan.
Son saatimde mi uyandım uykudan,
Neden boş geçen yıllardan içim ezik.
Durdu beni ölüme götüren kervan.
Bir eski şarkı söyleniyor rüzgârda.
Duydum ki sevmeyi bilen dudaklarda
Benim ilahiler hâlâ okunan.
Sevdiğim… Ellerime dokunaraktan…
Beni çağıran bir eda var sesinde.
Bu muydu, insanlara son nefesinde
Görünceğinden bahsedilen şeytan?
Sular çekilmeye başladı köklerde
Isınmaz mı acaba ellerimde kan?
Ah! Ne olur bütün güneşler batmadan
Bir türkü daha söyleyeyim bu yerde!… 
Merhaba. Bir diğer okuduğum kitap Ramazan Dikmen'in Afife Ablanın İncileri öykü kitabı yazarla tanışma kitabım oldu.
Post-modern türünde 14 öyküyü içinde barındıran samimi bir üslupla kaleme alınmıştır. Hayatın içinden, bizden hayat hikâyelerinin olduğu çokça tanıdık öykülerle dolu.
Kişi psikolojisini de etkileyici bir biçimde okuyucuya
_Yorumlanmamış bir rüya, okunmamış bir mektuba benzer. Talmud
_Çevremizin bize zorla giydirdiği kıyafeti, rüyada çekip atarız. Rüyasal gerçeklik içinde artık her arzumuz gerçek olabilir. Usta bir insan, kendisini anlayabilmek için, rüyalarını anlamaya çalışır. Bu, kişiliğin genel kalitesini anlamaya yöneliktir. Emerson
_Rüyamda kelebek olduğumu
_Kanatsız uçmaya kalkışma!
_Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm.
_O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma!
_Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
_Türk savaşır, rus sevişir, yunan düşünür, arap da masal anlatır. Yunan
_Araplar kadar güzel masal uyduran, Farslar kadar güzel anlatan, Türkler kadar da bu masala inanan 2. bir millet yoktur. Azeri
_Bir yanlışı haklı çıkarmaya çalışmak, onu iki kat büyütür. Fransız
_Cahiller, okumuşların cevaplayamayacağı soruları sorarlar. İran
_Yılan