İzmir'in Fethi
Şövalyeler, eğer bağışlanmayı umuyor idiyseler, teslim olmayı reddetmekle bu ümitleri suya düşmüş oluyordu. Hiç kimsenin başa çıkamadığı Timur'a karşı kendilerini savunmak durumunda kalacaklarına ihtimal vermeyen şövalyelerin kendilerine güvenmeleri için haklı sebepleri vardı. Denizin içine kadar uzanan sarp bir kayalık üstünde kurulu
Sayfa 369 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Memleketimden İnsan Manzaraları II Atlantiğin dibinde upuzun yatıyorum, efendim, Atlantiğin dibinde dirseğime dayanmış.
Reklam
Sina Çölü'nde Türk milletininbir ikinci destanı daha var ki, her Türk çocuğuna belletmek lazım gelir. "Düşmanın planı Kantara, Ferdan, İsmailiye, Şalof ve Süveyş kasabalarına hücum edip, asıl kuvvet ile de Tarsum taraflarından Kanal'a geçmek idi..." Yüzmek bilmeyen bir kıt'a tulum takınarak, Kanal'a atıldı. Bizim kenardan dişlerine kadar silahlı olarak suya giren bu Anadolu çocukları, öbür kenara esir olarak çıktılar, İngilizler bu askerleri soyup güneşte kuruttuktan sonra, Halife ve İmparatorluğu tezyif için, Kahire sokaklarında çıplak dolaştırdılar. Bizim aramızda Kanal'ı geçerek yerli halkı ayaklandırıp Mısır'ı alacağımıza inananlar vardı. Bu kadar saf olmayan Almanların Türk ordusuna verdiği Kanal vazifesi ise daha basittir. Ara sıra birkaç bin Türk feda ederek ve ikide bir Kanal'ı zorlayarak, Mısır'da mümkün olduğu kadar İngiliz ordusu tutturmak! Mısır'da duran her İngiliz, Alman ordusunun karşısında azalmış bir fert demektir, İngiliz raporu diyor ki: "Bu vaka üzerine muhafız kuvvet otuz bine çıkarılmıştır." Demek, Kanal'da Almanlar muvaffak olmuşlardır. Fakat Cemal Paşa'nın yanında bulunan Fon Kress Bey, bu kadarla doymamıştı. O: - Bir defa buraya gelen kuvvetin vazifesi geri dönmek değil, ölmektir, diyordu. Cemal Paşa, kumandan ve kurmaylarına sordu: - Muvaffak olmak mümkün müdür, değil midir? Hepsi: - Hayır, cevabını verdiler. Ordu kumandanı, Fon Kress'in ısrarlarına rağmen, hemen ricat kararını verdi. Bu karar, on beş bine yakın Türk çocuğunun canını kurtarmıştır.
Öldüm, Ağlamayın ve Elveda
Güller büyütürüm, çorak kentlerin suya aç topraklarında Kuşlar uçmayı yeni öğreniyor, kanadı kırık çocuklar Hayalsiz rüzgarlar esiyor, esinti bir ayrı soğuk Kelimeler uçuştururum, kollarımın uzanabildiği havalara Aşkım, Kürşat'ın kırk çerisine denk Akın dolu, atlar koşturur saçlarımın arasında Aşk hücum, dalmak sevgisizliğin saraylarına.
Sayfa 14 - Yasir Tiryaki
Rusların başarısız işgal girişimi
Sahib Giray Han Kazan'a dönmedi ve şehzade Safa Giray, Kazan tahtına çıktı. Safa Giray 1510 senesinde Kırım'da doğmuştu. O, Sahib, Muhammed ve Saadet Girayların biraderi olan şehzade Fatih Giray'ın oğludur. Ona Kazan Hanlığı'nın ağır günlerinde, 13 yaşında iken Kazan tahtına çıkmak mukadder oldu. 1524 senesinde Rus hükümeti
Azlık İlkesi Üzerine
Az olan bir kaynak için rekabet içinde olduğunu hissetmek güçlü bir motivasyon özelliği taşımaktadır. Rakibin belirmesiyle aşkın ateşi alevlenir. Romantik eşlerin yeni hayranların ilgisini açığa vurması (veya öyleymiş gibi davranmak) da bir stratejidir. Satıcılara kararsız müşteriler üzerinde aynı oyunu oynamaları öğretilir. Örneğin, bir evi
Sayfa 335Kitabı okudu
Reklam
37 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.