Suçlu, ilgili eylemlerin kendisine belli ölçüde bir üstünlük sağladığı kanısındadır. Yani polisten daha açıkgöz sayar kendisini. Kendi dışındaki insanlara madik atabileceğini düşünür. Dolayısıyla kendi gözünde bir kahramandır, eylemlerinin kahramanlıkla hiç bir alıp vereceği bulunmadığının, yiğitliğin çok, hem de pek çok uzağında bir nitelik taşıdığının ayrımına varamaz. Toplumsallık duygusundan yoksunluğu, dolayısıyla eylemlerinin yaşamın olumsuz tarafına doğru yönelmesi bir cesaret eksikliğinden, bir korkaklıktan kaynaklanır ki kendisi bunun bilincinde değildir kuşkusuz. Nesnelerin olumsuz taraflarına eğilim gösteren insanlar çokluk karanlıktan ve yalnızlıktan çekinir, başkalarıyla beraber olmak isterler. Bu da korkaklıktan ileri gelir ve korkaklık diye de nitelendirilmesi gerekir. Doğrusu suçu önlemenin en iyi yolu, suçun bir korkaklık belirtisi olup, bundan öte bir şey sayılamayacağına herkesi inandırmaktır.