Mezarlıktan farksız bir şehir sarsılır. 'Sümeyye ve Yasir şehit olmuştur.' Müminlerin gözlerinden yaşlar,
Kabe'nin damından kanlar süzülür...
Öyle bir şehadet ki,
Her damlası ecir, her damlası aşk.
Başı iman, sonu sonsuz rıza.
Ey Sümeyye'miz!
Sen artık Allah'a yürüyen bir nursun. Gönderileni yüklenen.
Gönderene âşık olansın.
Ona âşık olan zihnin değil, yüreğindir. Aşkına denizler mürekkep olup yetişemiyorsa,
Senin kanının her damlası inciler deryasıdır.
Sen Sümeyye'sin.
Yürüyen şehadetsin.
Öyle bir yoldur ki;
Başı aşk.
Ortası aşk.
Sonu aşk...
Şehadetin tüm mazlumların toprağına yağmur olarak insin inşallah.
Sayfa 175Kitabı okudu
ustalık üzerine anlatılmış çok güzel bir masal
Uzak diyarların birinde meşhur bir ressam varmış. Resimleri büyük ilgi görürmüş. Aynı zamanda değerli ressamlar da yetiştirirmiş. Yakın zamanda en iyi öğrencilerinden biri daha mezun olmuş ve ustasının yanma gelerek “Yaptığım son resmi de değerlendirin lütfen” demiş. Usta ressam, öğrencisinin eserine dikkatle ve gururla bakarak “Tamam evlat”
Sayfa 219 - Destek Yayınları/165. Baskı
Cümlelerinden kelime kelime vurulan bir garibim.
Sevda halimi anlatıyorum...
Kalem yürekten süzülüp yazıyor kelimeleri,
Her kelime ismini yazmaya meylediyor...
kadın
Ekin bozulursa, nesil bozulur. KADIN TARLADIR! Ekinin, neslin, geleceğin, Selahaddin'in, Yavuz'un, Mehdi'nin anasıdır. Kadın topraktır, tarladır. Hem maddî hem manevî korunacak bir kutsaldır kadın! Nasıl ki Mushaf'a kirli elle dokunulmaz, nasıl ki Kâbe çıplak gözle görülmez, nasıl ki mescide ayakkabıyla girilmez; tarla olan kadına da böyle yaklaşılmaz. Bu hassasiyet ile muhafaza edilir.
Sayfa 47Kitabı okuyor
Şimdi bir devlet dairesinde bir büro düşünelim... elbet bizim burada değil, Kafdağı'nın ardındaki bir başka ülkede... bu büronun, kuşkusuz, bir de şefi olacaktır. Şimdi bu büro şefinin memurlarının arasında ki haline bakalım. Kimse korkudan ağzını açamaz! Bir gurur, bir çalım ki o kadar olur! Ya yüzünün ifadesi? Fırçayı paleti al, portresini yap! Ne yandan baksanız tam bir Prometheus! Bakışları kartal, yürüyüşü havada süzülür gibi uyumlu! Şimdi bu kartalın kalem odasından çıkıp, koltuğunun altında evraklarla, keklik gibi seke seke müdürün odasına gidişine bakalım bir de. Toplumsal yaşamda, örneğin bir akşam toplantısında ondan daha büyük rütbeli kimse yoksa, bizim Prometheus yine Prometheus'tur! Ama kendisinden azıcık üst rütbede biri varsa, Prometheus öyle bir başkalaşım geçirir ki bu kadarını Ovidius bile düşünemez! Sinek olur, hatta sinekten de küçük bir şey, bir kum taneciği olur.
Sayfa 56Kitabı okuyor
Mescidi kıbleteyn
"Kıbleteyn - Çift Kıble" Mescidine geçtik. Bu mescidin bulunduğu yerde de Kâinatı Efendisi Kudüs istikâmetinde namaz kıldırırken o anda inen ilâhi emirle yönlerini Mekke istikâmetine çeviriyorlar, namazdaki sahabiler de ardlarına süzülüp aynı yönü tutuyorlar. Büyükçe, odanın cephe noktasında Kâbe"yi kucaklayan bir mihrap, sol tarafında da Kudüs'ü gösteren bir girinti..
Sayfa 83Kitabı okudu
