seherszr

Biliyor musun, o sıralar durmadan kendime şunu sorardım: Neden böyle aptalım ben? Madem başkaları aptal ve ben onların aptal olduklarını kesin olarak biliyorum, öyleyse neden onlardan daha akıllı olmak istemiyorum? Sonra, herkesin akıllı olmasını beklemenin çok uzun süreceğini anladım. Bir de bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini… İnsanların değişmeyeceğini, onları değiştirebilecek kimsenin bulunmadığını ve bunun için çaba göstermeye değmeyeceğini! Ya, böyle işte! Akılca ve ruhça kim sağlam ve güçlüyse, insanlara onun buyuracağını biliyorum artık! Kim daha yürekliyse, haklı olan da odur. Her şeyin içine tükürmekte, aldırmazlıkta en ileri gidenler, yasa koyucu olurlar. Herkesten daha gözü pek olan, herkesten daha haklıdır! Bugüne kadar böyle gelmiş, bu bundan sonrada böyle gidecek! Bu gerçeği ayırt edemeyenler kördür!
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
Burada insanın en ağrına giden ne biliyor musun? Onların yalan söylemeleri değil; yalan her zaman bağışlanabilir; tatlı bir şeydir çünkü yalan, insanı önünde sonunda gerçeğe götürür. Burada insanın ağrına giden şey, onların yalan söylemeleri değil, söyledikleriyalana kendilerinin de inanmaları.Sonra öğrendim bunun asla olmayacağını, insanların değişmeyeceğini ve onları kimsenin değiştiremeyeceğini ve bunun çabalamaya değmediğini! Evet, böyledir!
Sayfa 344Kitabı okudu
672 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 303 days
Romanın konusu çağdaş Rusya'dır. Kahraman çağdaştır, o yılların bütün acılarını, yaralarını içinde taşıyan genç bir öğrencidir Raskalnikov fakir ve iyi niyetli bir üniversite öğrencisidir. Maddi imkansızlıklar sonucu eğitimi bırakmak zorunda kalmış, kirasını bile doğru dürüst ödeyemediği pis ve köhne bir odada yaşamaya mecbur olmuştur. Maddi
Suç ve  Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Semele Yayınları · 2020161.3k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
10- Hikâye: Mevlâna Şemseddin Tebrizî'nin (Rabbim onun zikrini yüceltsin) hikâyesi şöyledir: Şemseddin Tebrizî, Tebriz şehrinde sepet ve zembil örücüsü Ebû Bekir Tebrizî'nin müridiydi. Ebû Bekir Tebrizî velilikte ve gönül sırlarını bilmekte zamanının bir tanesiydi. Şemseddin Tebrizî hazretlerinin makam ve mertebeleri o dereceye ulaşmıştı ki artık
Sayfa 45
“Aşk denen şey bazen yürür,bazen uçar;bazen koşar biriyle birlikte; bir başkasıyla ölümcül yürüyüşe çıkar;üçüncüyü buzdan heykele çevirir; dördüncüyü atar alevlerin içine. Birini yaralar; öldürür ötekini. Aynı anda çakıp sönene şimşeğe benzer. Geceleyin saklar şafakta zapt edilecek olan kaleyi. Çünkü dayanacak güç yoktur karşısında.Hayatın özü, büyük sırrı; olmazsa olmazı: Unutmak. Eğer unutmak diye bir şey olmasaydı, yaşam da olmazdı. İnsan, unutmadan hayatını sürdüremez.Her insan bedeninin çürüyeceğini bilir ve bundan korkar. Ama çoğu insanın ruhu gövdesinden önce çürür; nedense bundan kimse korkmaz!
Reklam
Reklam
598 öğeden 571 ile 585 arasındakiler gösteriliyor.