Zayıf noktadan vurma zayıf noktadan Kazan
"Eşinizi asla zayıf noktasından vurmayın, dedi. Kavga sırasında söylenen sözlere dikkatimi çekti. Kızdığım zaman esas kavga sebebimizi bile unutup eşimi en sinir edecek, çıldırtacak şeyleri bulup söylediğimi fark ettim. Eşimi zayıf noktasından vurunca o da benim zayıf noktamı bulup vuruyor. O yüzden de basit bir tartışma kocaman bir kavga oluyor. Şunu fark ettim, zayıf noktadan vurunca derin yaralar açılıyor. Ben artık eşimle tartışırken daha dik katli konuşuyorum." "Çok doğru. Biz büyüklerin aslında küçük çocuklardan hiç farkı yok. Onlar da kavga ederken 'Bücürsün, siskasın, şişkosun, tembelsin...' gibi birbirlerini en hassas noktalarıdan vururlar. Benim kocam ailesi konusunda çok hassastır. Ben de her tartışmada ailesi hakkında bir söz söylerim. O da çıldırır. Biraz da cimridir, bunu duymaktan nefret eder ama ben her fırsatta söylerim." "Tabii ki eşimizi çıldırtacak sözler söylememizin bir fay dası olmadığı gibi bir de onu çok derinden yaralıyoruz. Ge çen ay kocamın hassas olduğu mevzuların bir listesini yap tim. Artık onu hassas noktalarından vurmuyorum ve zayıf olduğu noktalardan kazanmaya çalışıyorum." "Çok güzel. Zayıf noktadan vurma, zayıf noktadan kazan... Bunu bile yapsak her tartışmanın arkasından boşan maya kalkmayız belki de." dedi.
Ne zaman; hayatında bazı şeyler çekilmez hale gelirse, Ne zaman; yirmi dört saat kısa gelmeye başlarsa, O zaman; kavanoz ve iki fincan kahveyi hatırlayınız… İşte kavanoz ve iki fincan kahvenin hikayesi Bir gün bir felsefe profesörü, elinde bazı malzemelerle derse gelir. Ders başladığında; hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe kavanozunu alır.
Reklam
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
#okudumbitti #kitapyorumu Merhaba canlar,nasılsınız? Yine muhteşem bir yorum ile ben geldim. Emekli öğretmen olan Nedim Bey,amansız bir hastalığın pençesine düşmüştür.Eşi Nezahat Hanım ile mutlu bir evlilikleri vardır.Ama onu mutlu eden bir hâyali de vardır.Yazmak.Ama gelin görün ki her başladığı romanını yarım bırakmak zorunda kalıyordur.Her yazdığı öykünün sonunu getiremiyordur.Gel zaman git zaman bu yazdığı kısa öykülerin hepsini sandığına kilitliyordur.Eşi Nezahat Hanım'ın aniden ölümü ile hepten içine kapanmıştır.Ve öyle bir gün gelecektir ki o sandık açılacak,tüm eksikler tamamlanacak ve NİM adında bir kitap yazmaya karar verecektir.Nedim Hoca'nın hikayesini okumaya hazır mısınız? Nedim Hoca'nın hastalığı ne? Romanlarını niçin tamamlayamıyor? Nelerden ilham alıyor? Yarım hikayelerini sandığa niçin kilitliyor? NİM kitabının sırrı ne? Nedim Hoca kitabı yazabilecek mi? İlk sayfasından,son sayfasına kadar o kadar keyif alarak okudum ki,bunu kelimelerle anlatmam olanaksız,okumanız gerekiyor.Okuma aşkıyla,yazma sevdalısı bir insan ki hayran kaldım Nedim Hoca'ya.Yılmadan,usanmadan yazmak istemesi,takdir-e şayandı.Bilhassa eşi Nezahat Hanım'ın ölümünden sonraki 5 aylık sürede yaşadıkları,çok üzdü beni.Sevgi nasıl kutsal bir olgu dedim.Rabbim kimseyi yalnız bırakmasın.Ah Nedim Hocam,o sevgiyi okurken çok duygulandım.Ve tabi NİM ne demek?Kitabın sonunda ne olduğunu anlayacaksınız.Devamını kitaptan okumanız tavsiye ediyorum.Nedim Hoca'nın hayatı sizi de derinden etkileyecek,eminim.Sevgili yazarım kaleminiz daim,yolunuz açık olsun.
Nim
NimEmrah Atiş · Okur kitaplığı · 2021141 okunma
228 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 13 days
Düşün Peşime "öykü inceliyoruz!"
Öykü Sahipleri ve Öyküleri: Sait Faik ABASIYANIK / Sanağrit Baba Sabahattin ALİ / Apartman Adalet AĞÂOĞLU / Karanfilsiz Füruzan / Parasız Yatılı Tomris UYAR / Kişisel Sorgulamalar Nursel DURUEL / Geyikler, Annem ve Almanya Necati TOSUNER / Gölgeler Erdeniz ATASÜ / Sessiz Ali Ülkü AYVAZ / Has Bahçeler Nerede? Atilla ŞENKON / Her Gün Perşembe
Öyküyü Okumak
Öyküyü OkumakFeyza Hepçilingirler · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2016109 okunma
Allah'ın Sevdiği Kuluna Beş Öğüdü...
Adamın biri bir gün bir rüya görmüş. Belki salih bir zat belki de peygamberân-ı izâm hazerâtından birisi, bilemiyoruz. Farklı rivayetler var. Rüyasında hâtiften bir ses ona demiş ki: "Sabah olup da sokağa çıktığın vakit gördüğün ilk şeyi ye. İkinci şeyi sakla. Üçüncünün isteğini geri çevirme. Dördüncüyü üzme. Beşinciden de kaç." Sabah
YOLUN SONU
Yol uzun olunca, birkaç arabaya binip inmekle uğraşmadan tek seferde gidelim dedik. Nereye diye sormayın, köye yahu köye! Anlatmıştım ya: Sabahın, uyanışın, kuşların sesi; börtü böcek, çiçeklenmiş ağaçlar: bahar. Hah! Bu sebeplerle beklemeye koyulduk işte durakta. Bir baba ve tahminen on yaşlarında olan kızı da bankta oturmuş hemen yanıbaşımızda
Reklam
457 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.