Nihayet mektubun geldi. Satırlarında diğer insanlara benzemeyen, bayağılıklardan ve küçüklüklerden uzak insan ruhunu tekrar buldum. Mektubunun bir yeri bana bilhassa yakın geldi: İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve lalettayin biriyle yatmaktan ibaret farz ederler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların
"Biliyor musun, yağmur yağarken benim aklıma ne gelir?" Ne gelirmiş acaba? "Yağmur yağarken aklıma okul gelir, okul! Okul gelince ne gelir? Bak anlatayım sana..." Bundan on beş yıl önce...O zamanlar bu gidenin hiçbir köyünde okul yok. Biz bu seninkini yeni yaptık daha. Şeherin kıyısındaki Hacılar köyünde bir yatılı okul
Reklam
Gerçekler, yaşananlar, niyetler, esrarkeşler, bu esrar perdesi, kapalı kapılar, kapıların ardından olacakları seyredenler, neden müdahale edilmediği, gözünün önünden geçiyormuş sanki bütün sorular. O an rahmetlinin yüzünün ifadesi beyninde şimşekler çakıyor gibiymiş, büyük bir acı ile hem de. Camiye kadar sürünen Kubilay'ın ardından esrarkeşler gelmiş ve savunmasız Kubilay’ı kafasını keserek orada şehit etmişler. Kafasını yeşil bayrağa bağlayıp ahaliyi bu bayrağın altından geçirmeye zorlamışlar. Ahali korkmuş ve koyun sürüsü gibi denileni yapmış. Durumu haber alan ordu, kahvenin önüne koydukları mitralyöz ile esrarkeşlere ateş etmeye başlamış. Kimi yaralanmış, kimi ölmüş. Sonrasında sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş. Olayla ilgili bulunan ya da onlara yardım ettiğine inanılan pek çok kişi idam edilmiş. Ama asla yakalanıp sorgulanmamışlar. Diğerleri ise sorgulanamadan öldürülmüşler. Bir şeyleri gizlemişler anlayacağınız. Geride tanık bırakmak istenmemiş gibi yorumlanmış bu durum o zamanlar. Hatta Kubilay’ın başını asmak için esrarkeşlerin elinden ipini aldıkları bir çocuk bile idam edilmiş. Bunların bir kısmını duymuşsunuzdur." "Genel bir filkrim var ama bu denli detaylı bilmiyorum tabii" dedi doktor. İsmail Bey devam etti. "Suçsuz pek çok insan asılmış o dönemde. Bazıları birilerinin asılması ve muhaliflere gözdağı, verilmek üzere bu oyunun tertip edildiğini bile söyler. Siyasi uzantıları çok vahim sonuçlara yol açmış, bu trajik olaydan pek çok siyasi kazanç elde edilmiş.
Ah, o kadar çok kahkaha atmıştım ki. “Sahi mi? Tabii o zamanlar çok gülerdim.” “Artık gülmez misiniz?” “Şimdi de gülerim. Var olmak bazen muhteşem bir şey. “
Sayfa 120Kitabı okudu
-Peki, Ayşe Hanım "Adı: Aylin" dedik; çok önemli bir yeri var, okuyucu açısından... Çünkü sizinle okuyucuyu ilk defa birleştiren ve okuyucuda sizi içselleştiren bir roman "Adı: Aylin" oldu. Çok sevildi, çok okundu. Ondan sonra diğer romanlar geldi. Diğer romanlar da aslında bakarsanız aynı şekilde sevildi ve okundu, okunmaya
Sayfa 116Kitabı okudu
İnsan doğar. On-on beş yıl sonra dünyanın nasıl bir tezgah olduğunu ve doğumla ölüm arasına nasıl hapsedildiğini fark eder. Bu aslında bir histir, bilgi değil. Ve ilk tepkisini verir. Avazı çıktığı kadar bağırarak. Bu çığlık, bir kalabalığın içinde cüzdanını çaldırdığını fark eden kişinin çaresiz haykırışına benzer. Önce, aşağılayan ve umursamaz
Reklam
415 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.