ANYA ( Yorumlarınızı bekliyorum :)
( İkisi de aynı an da içeriye girer. Oldukça sinirli bir şekilde aynı anda hareket edip, aynı anda konuşur… ) Kair / Riak – Kahretsin! Kair / Riak – Hep senin yüzünden! Kair / Riak – Beni tekrar etmeyi bırak! Kair / Riak – Lütfen… ( Biri konuşur diğeri sadece ağzını oynatır diğeri konuştuğunda… ) Kair – Tamam. Riak – Bence
Svetlana Aleksiyeviç (2015 Nobel Konusmasi)
Nigâr Hacızade Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor. Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Reklam
EŞEĞİ SULADIN MI ? Yaşım dört ya da beş... Nenemle (dedemin annesi olur, mekanı cennet olsun) oynamıştık bu oyunu. Ne dedem, ne anneannem, ne annem, ne babam ne de başka biri... Nenemle oynamak kadar keyif vermedi hiçbiri. Ya ses tonunu ayarlayamadılar, ya burnumu sıkarken ayarını tutturamadılar ya da günlük işlerinin arasına sıkıştırmaya
Çocukluk
Eskiden sokak aralarında oyunlar oynardık. Bu oyunlardan bizi yani erkekleri (burada herhangi bir şoven anlam yok!) en çok cezbeden şey şüphesiz ki futboldu. Bulduğumuz ya da sokakta topladığımız her nesneden kaleler yapardık. Taş olsun, üstümüzden çıkardığımız kapşonumuz olsun. Koyardık yerlere ve oluştururduk karşılıklı kalelerimizi. Üstümüz başımız kirlenirdi tabi kii. Ee kirlenmek o zaman da güzeldi! Kaleler hazır olduktan sonra takımları oluştururduk. 'Aldım verdim' diye bir alışılmış gelenekle yapardık bu alış-verişi. Uzun harflerden oluşan takım adlarıyla yapardık bu aldım verdimleri. Sonra da iş topu bulmaya gelirdi. Oyunda her zaman topu olan çocuklar bir numaralı kişi olurdu. Topu varsa oynardı sebepsiz.Çünkü herkes top alamazdı o zamanlar. Hava kararmaya yakın da pencereden çıkan bir kafa seslenirdi sokağa. 'Ahmeeeeeetttttt! Eve gel hadi. Akşam ezanı okununca sokakta kalınmaz' derdi o ses. Top sahibiyle birlikte giderdi öylece. Oyun da biterdi tabi. Ya da şöyle bir ihtimal vardı. Oyunun en heyecanlı anlarında pencerenin birinden bir ses gelirdi. 'Amma gürültü yaptınız, gelirsem oraya keserim topunuzu' diyen bir adam. Onca tehditlere rağmen oyununu oynayan çocuklar... Şimdilerde sokaklarda ne taştan, kapşondan kale yapan çocuklar var ne de keserim topunuzu diyen amcalar...
Bilim Kurgu Denemesi// Eleştirilere açık..
Ben yazdım... Demek çok isterdim ama bana ait değil site dışında bir arkadaşım bilim kurgu denemesi yazdı olumlu veya olumsuz yorumda bulunursanız sevinirim. —————————————— İNSANLIĞIN SONU: ÖLÜMSÜZLÜK ÇEKİLİŞİ NOT: Yazdığım öykünün birinci kısımdır. Hatta belki ana karakter Ashley'in Platonia'da yaşayacağı maceralar üzerine bir öykü serisi
Kaybetmek. Rıhtım,Piyano ve Çay
Rıhtımda oturmuş muhabbet ediyordu iki kafadar. Genç olan ara sıra piyanonun başına geçiyordu, sohbete mola verdikleri zaman. İhtiyar semaverden doldurduğu çayı uzattı , yeter artık evlat dedi, bu hüzünlü parça bizi iflah etmez öldürür. Birer sigara daha yaktılar, ihtiyar gözündeki nemi sildi ipek mendiliyle. Genç adam mendile dikkat kesildi,
Reklam
185 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.