Bu milleti daima geriye götürmeli, iki üç bin yıl önceki törelere yönlendirmeli. Siyaset bunu gerektiriyor. Merak etmeyin, bu akıllı milletten biri çıkıp da "Niye dünyanın başka yerlerinde böyle şeyler olmuyor?" diye sormaz. Hastalanırlarsa, cinci, muskacı var işte. Avrupa ilaçlarını niye içeceklermiş? Ciğerleri dağlanır yoksa! Ne diye elektrik lambası kullanacaklarmış? Şeytan icadıdır! Yaksm-lar kandili ki parası dindaşlarının cebine gitmiş olsun. Bilhassa umumi toplantılara ve kahvelere sızmaya çalışın. Rusların aleyhinde ağızlarına geleni söylesinler. Sonra sinema, tiyatro, kaşık, çatal, uçak, okomobil ve gramofonu tekfir edin. Bu işte siz üstatsınız. Daha önce çıkardığınız şayia gibi, radyo deccalin eşeğidir, alnında bir gözü var, her telinden binlerce ses çıkar; bunun gibi şeyler işte. Rıza Şah devrindeki dinsizliği kınayın. Başörtüsünü, kara çarşafı, sarığı teşvik edin halk arasında. Gerektiğinde bedava dağıtın. Sebil mucizesinden gafil kalmayın. Bu defa köylere nüfuz etmelisiniz. Çünkü şehirlere yeterince el attık. Size şu kadarını söyleyeyim ki biz yalnız değiliz; bizi büyük bir sistem himaye ediyor. Üstelik hâkim düzen, güç, ordu ve kanun bizden yana. Nerede olursa olsun, zengin körükörüne bizi destekleyecektir. Çünkü para babası iyi koku alır ve tehlikeyi sezer. Bu durumda özgürlükçülerin, devrimcilerin lafları havada kalacaktır.