Okuduğum en farklı kitaptı. İlk postmodern roman olarak edebiyat aleminde yerini almış nadide eserlerden biri. Ancak bu kitap ne anlatıyordu sorusunu cevaplamak işin en zor yanı. Her şeyi ya da hiçbir şeyi, hayatın ta kendisi gibi.
Yazım stili olarak Cervantes’in Don Quijote’sini anımsatacak size. Zaten içinde de çokça atıf var kendisine. Rabelais’in Gargantua ve Pantagruel eserleri, Shakespeare’in Hamlet ve Jül Sezar’ı , çokça mitolojik olay ve karakter, felsefe, din, bilim, günlük hayat, Tristram’ın doğumu, daha çok babası ve amcası, savaş, aşk... Dedim ya hayatın ta kendisi. Tekdüze bir kurgu yok, yazar bolca kurgu dışına çıkıyor, tabiri caizse sohbet ederken daldan dala atlayarak konuşan biri gibi. Zaten kitabın ta başında okuru dikkatli olması için uyarıyor, hatta azarlıyor nerdeyse iyi ve sabırlı okurlar az olduğu için.
Kitabı okumaya niyetliyseniz tamamen beklentilerden sıyrılın ve tabula rasa halinde başlayın okumaya. Ama bilin ki kolay olmayan, farklı bir tecrübe sizi bekliyor. Unutamayacağınız bir eser olacağına eminim.
Youtube kanalım : youtube.com/user/ayseum
Tristram ShandyLaurence Sterne · Yapı Kredi Yayınları · 2018309 okunma
Uyuyan Güzel, sanırım Sıradan Erkek'in hayalindeki kadın. Uyur ve bekler. İlk uyarlamalarda apaçık bir biçimde peri masalının ideolojisi, kızın, genç adamın fantezilerini yazacağı bir tabula rasa, bir boş levha olduğudur. Uyuduğu için genç adama sorun çıkartmaz, küstahlık etmez. Genç adam ona her istediğini yapabilir. İlk anlatımlarda, kız uyurken ırzına geçer. Sonraları, Grimm Kardeşler ve Disney tarafından derlenen öykülerde, genç adam kızı öperek uyandırır.
Hem bir psikolog hem de feminist felsefeyi kendi perspektifinden besleyerek bir adım daha ileri götüren Arno Gruen'un ''Normalliğin Deliliği'' adlı eserinden sonra okuduğum ikinci eseri oldu.
Bu eserinde Gruen, insanın empati yetisinin yok oluşunu, acıyı ruhunda duyumsamadığı veya duyumsayamadığı zamanlarda aramakta ve psikolog kimliğiyle bunun
Jean-Paul Sartre (1905-1980) sadece Nobel ödülünü değil diğer resmi kuruluşlardan kendisine layık görülen tüm ödülleri de reddetmiştir. O, ilkelerini ve felsefi doktrinlerini sadece ortaya koymakla kalmamış kendi hayatının zeminine de bilakis uygulamış ve uygulatma çabasına girmiş, ilkeli ve saygın bir