Zeval-i lezzet elem olduğu gibi zeval-i elem dahi lezzettir. Evet, herkes geçmiş lezzetli, safalı günlerini düşünse teessüf ve tahassür elem-i manevîsini hissedip "Eyvah!" der. Ve geçmiş musibetli, elemli günlerini tahattur etse zevalinden bir manevî lezzet hisseder ki: "Elhamdülillah şükür, o bela sevabını bıraktı, gitti." der. Ferah ile teneffüs eder.
Sayfa 164 - rnkKitabı okudu
Zeval-i lezzet elem olduğu gibi, zeval-i elem dahi lezzettir. Evet, herkes geçmiş lezzetli, safalı günlerini düşünse, teessüf ve tahassür elem-i manevîsini hissedip "Eyvah" der. Ve geçmiş musibetli, elemli günlerini tahattur etse, zevalinden bir manevî lezzet hisseder ki, "Elhamdülillâh, şükür, o belâ sevabını bıraktı, gitti" der. Ferah ile teneffüs eder.
Sayfa 245
Reklam
“Geh çeşmini tahattur ile girye-perverim, Geh zülfünü tefekkür ile nâle-güsterim, Her dem seni… Seni düşünür, ağlar inlerim: Her lahza başka hüzn ile yâd eylerim seni!” ~~~• “Bazan gözünü anarak gözyaşı dökerim, Bazan zülfünü düşünerek inlerim, Her an seni… Seni düşünür, ağlar, inlerim: Her an başka acıyla anarım seni!”
Sayfa 107Kitabı okudu
Tahattur
Alnımdaki bıçak yarası Senin yüzünden, Tabakam senin yadigârın. " İki elin kanda olsa gel " diyor Telgrafın. Nasıl unuturum seni ben , Vesikalı yârim!
Sayfa 93 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
İnsan eski zamanını düşünse, ya lisânı veya kalbi, ya "Âh! Âh!" veya "Oh! Oh!" tahattur veya telâffuz edecektir. "Âh!" müstetir elemin tercümanıdır. "Oh!" ruhta muzmer bir lezzet ve nimetin muhbiridir.
"Hastalık gafleti dağıtır, âhireti düşündürür, ölümü tahattur ettirir, öylece hazırlanır."
Sayfa 251
Reklam
Tahattur
[Alnımdaki bıçak yarası Senin yüzünden;]' Tabakam senin yadigôrın; "İki elin kanda olsa gel" diyor Telgrafın; Nasıl unuturum seni ben, Vesikalı yôrim?
Söylemek âdâbını gösteren ve yemek ve içmek ve yatmak gibi hâlâtın âdâbının düsturlarını beyan eden ve muaşerete taalluk eden çok Sünnet-i Seniyeler var. Bu nevi Sünnetlere "âdâb" tabir edilir. Fakat o âdâba ittiba eden, âdâtını ibadete çevirir, o âdâbdan mühim bir feyz alır. En küçük bir âdâbın müraatı, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ı tahattur ettiriyor, kalbe bir nur veriyor. Lemalar - 53
Bize bir zevk-i tahattur kaldı Bu sönen, gölgelenen dünyada
Bir Acem bahçesi, bir seccade, Dolduran havzı ateşten bâde... Ne kadar gamlı bu akşam vakti... Bakışın benzemiyor mu'tāde. Gök yeşil, yer sarı, mercân dallar, Dalmış üstündeki kuşlar yâda; Bize bir zevk-i tahattur kaldı Bu sönen, gölgelenen dünyada ********
Sayfa 250 - CANKitabı okudu
Tahattur
Alnımdaki bıçak yarası Senin yüzünden; Tabakam senin yadigârın; "İki elin kanda olsa gel" diyor Telgrafın; Nasıl unuturum seni ben, Vesikalı yârim? Temmuz 1940 (Küllük, 1.9.1940)
781 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.