Nerden geldim? Niçin geldim? Nereye gideceğim? Sorularına cevap bulmadan, dışında cennetlik saçsan da manen içinde cehennem tohumu gibi filizlenip büyüyen bir manevi zakkum ağacı tadında bir sancı ile ruhun ve kalbin vaveylalar koparıp feryadı figan edip sevdiklerinden ırak olma duygusu altında ezilip maziden gelen acılarla, istikbalde gelecek endişelerle bulunduğundan nimetler bir nikmet olacak. Habersiz başkasının bahçesinde gezip de bana bahçe sahibinden bahsetmeyin diyen hırsızlık psikolojisi ile hareket eden adamın ahvali gibi kendisi de dünya bahçesinde, bahçe sahibinin adından dahi rahatsız olup küfrü mutlakta sonsuz bir cehennemine odun taşıyan ve Ebu Leheb yandaşları da karısı gibi cehennemde kendi azığını bu dünyada götürecekler. Küfrün ne kadar dehşetli tahribat yaptığını akıl tahattür edemez ve ancak sonsuz cehennem temizler. Bazen ateş sudan daha ziyade temizlik yapar. Ve onları belki de ateş bile temizleyemeyecekler..
Penceremin önünde ki, baharın müjdecisi olan kurumuş dallar çiçeklendi...Ve bana Risale-i Nur'da ki şu sözleri tahattur ettirdi; "Yıldızlar, zerreler kadar ona kolay gelir. Bir baharı bir çiçek kadar suhuletle icad eder...🍃🌸
" Bu gecenin sabahı ve bu kışın baharı kat'iyyetinde fâni dünyanın karanlıklı kışının bâki bir baharı ve sermedî bir sabahı geleceğini hadsiz emarelerle haber verir..."🍃🌸
Bir insan namaz kılarken bir an da olsa huzurullahta olduğunu tahattur etmeli, düşünmeli yani ve şükretmeli Allah nasip etti diye.
Sevmediğini huzuruna kabul etmiyor Hazret-i Allah.
Şeklen de olsa namaz kılabilenlere ne mutlu!
Bir Acem bahçesi, bir seccade
Dolduran havzı ateşten bade.
Ne kadar gamlı bu akşam vakti
Bakışın benzemiyor mutade.
Gök yeşil, yer sarı, mercan dallar
Dalmış üstündeki kuşlar yâda.
Bize bir zevk-i tahattur kaldı
Bu sönen, gölgelenen dünyada.