Molotov'a daha önce hiç duymadığı bir hikayeyi anlatıyorum.Tahran Konferansı'nda Roosevelt ve Churchill,Stalin'in sürekli baskılarından,sadece kendi işine gelen önerilerinden ve sadece onun istediklerini dinlemekten bıkmışlardı.Bu nedenle ona bir oyun oynamaya karar verdiler.Bir sabah,oturum açılmadan önce Churchill şöyle dedi:''Rüyamda bütün dünyanın hakimi olduğumu gördüm!'' ''Ben de,dedi Roosevelt,rüyamda evrenin hakimi olduğumu gördüm! Ya siz mareşal Stalin?Siz ne rüya gördünüz?'' ''Ben,diye cevap verdi Stalin,ben de ne sizin atanmanızı bay Churchill,ne de sizinkini bay Roosevelt,kabul etmediğimi gördüm.''
Tahran Konferansı
Bir yemekte Churchill, Stalin'e, savaştan sonra Rusların toprak istekleri olup olmayacağını sorduğu zaman, Stalin, "Vakti geldiğinde konuşacağız" demiştir. Bu konuşmalarda ortaya çıkan ilgi çekici noktalardan biri de, Sovyetler'in Almanya'dan duyduğu derin korku idi. Bu sebeple, Almanya'nın adamakıllı ezilmesini ve parçalanmasını istiyorlardı. Buna karşılık Churchill, Almanya'nın beş ayrı bağımsız devlete bölünmesini ileri sürmüştür. Yine bir yemekte Stalin, Almanya'nın tesliminden sonra elli bin Alman subayının kurşuna dizilmesini teklif edecek kadar ileri gitmiştir.
Sayfa 354 - Timaş Yayınları, 20. BaskıKitabı okudu
Reklam
ALİYA İZZETBEGOVİÇ !
“Çok açık konuştuğum için beni bağışlayın. Güzel yalanların yardımı olmaz ama acı gerçekler bir ilaç olabilir. Batı çöküntü içinde ya da dejenere olmuş değil. Kendi kendini kandıran komünizmin “çürümüş Batı” propagandası, bunu acı bir şekilde ödedi. Batı çürümüş değil. Güçlü, örgütlü ve eğitimli. Okulları bizimkilerden iyi, kentleri bizimkilerden temiz. Batı’da insan haklarının düzeyi yüksek ve fakirler ile sakatlara toplumsal yardım iyi örgütlenmiş durumda. Batılılar çoğunlukla sorumlu ve dakik kişiler. Onların ilerlemelerinin karanlık yönünü de biliyorum ve bunun gözümden kaçmasına izin vermiyorum. İslam en iyisi ama biz en iyisi değiliz. Bunlar iki farklı şey ve her zaman onları karıştırıyoruz. Batı’dan nefret etmek yerine onunla rekabet etmeliyiz. Kuran bize bunu emretmiyor mu; “Hayırlı işlerde yarışınız.” “Ben olsam, Müslüman Doğu’daki tüm mekteplere “eleştirel düşünme” dersleri koyardım. Batı’nın aksine Doğu bu acımasız mektepten geçmemiştir ve birçok zaafının kaynağı budur.” “Berlirli İslam ülkelerinde fedakar dost veya azılı düşman aramak ve bulmak alışkanlığımız oldu ve bu durumu dış siyaset olarak isimlendirdik. Ne gerçek dost ne de hakiki düşman olmadığını anladığımız ve kendi sorunlarımız için “düşmanın felaket planlarını” değil, kendimizi suçlu gördüğümüz zaman, daha az hayal kırıklığı, sorunların azaldığı, olgunlaşmamızın başladığı bir dönem yaşarız.” Aliya Izzetbegovic İslam Konferansı Örgütü Toplantısı Tahran 1997
539 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Spoi içerir
Mübarek, bilge, bayan, Üm el Müminin; ki bu lakabı taşıyan son kişi Muhammet Peygamber'in karısı Ayşe'ymiş... Sitte, Arapça'da "hanım"... Hepsi de Gertrude L. Bell... Arkeolog, yazar, gezgin, dağcı, coğrafyacı, ajan ve Çöl Kraliçesi. O bir İngiliz ama "Iraklıyım" da diyor. En son, Mezopotamya'da "El Hatun" dendiğinde
Çöl Kraliçesi
Çöl KraliçesiJanet Wallach · Can Yayınları · 2019173 okunma
https://1000kitap.com/yazar/Aliya-Izzetbegovic Sevgi ve Rahmetle.. 1997 Tahran İKÖ Konferansı: “açık konuştuğum için beni bağışlayın. Güzel yalanların bize faydası olmaz,ama acı gerçekler ilaç olabilir. Batı çürümüş değil; güçlü, örgütlü ve eğitimli. Okulları bizimkilerden iyi, kentleri bizimkilerden temiz. İnsan hakları düzeyi yüksek ve sosyal yardım konusunda daha örgütlü. Batılılar çoğunlukla sorumlu ve dakik kişiler. Bunlar, Batılılardan edindiğim tecrübelerim. Batılıların ilerlemelerinin karanlık yönünü de biliyorum ve bunun gözümden kaçmasına izin vermiyorum. Hakikat, İslam en iyisi! Ama biz en iyisi değiliz. Batı’dan nefret etmek yerine onunla rekabet etmeliyiz. Kur’an bize bunu emretmiyor mu: Hayırlı işlerde yarışın..”
Demek istediğim şey tam olarak bu
Aliya İzzetbegoviç'in 1997 yılında Tahran'da yapılan İslam Konferansı Örgütü toplantısında yaptığı konuşma: “Çok açık konuştuğum için beni bağışlayın. Güzel yalanların yardımı olmaz ama acı gerçekler bir ilaç olabilir. Batı çöküntü içinde ya da dejenere olmuş değil. Kendi kendini kandıran komünizmin “çürümüş Batı" propagandası, bunu acı bir şekilde ödedi. Batı çürümüş değil. Güçlü, örgütlü ve eğitimli. Okulları bizimkilerden iyi, kentleri bizimkilerden temiz. Batı'da insan haklarının düzeyi yüksek ve fakirler ile sakatlara toplumsal yardım iyi örgütlenmiş durumda. Batılılar çoğunlukla sorumlu ve dakik kişiler. Onların ilerlemelerinin karanlık yönünü de biliyorum ve bunun gözümden kaçmasına izin vermiyorum. İslam en iyisi ama biz en iyisi değiliz. Bunlar iki farklı şey ve her zaman onları karıştırıyoruz. Batı'dan nefret etmek yerine onunla rekabet etmeliyiz. Kuran bize bunu emretmiyor mu; ”Hayırlı işlerde yarışınız."
Aliya İzzetbegoviç
Aliya İzzetbegoviç
Reklam
Satılmışlar
Moskova yöneticileri, maşaları vasıtasıyla "halklar arasındaki eşitlik" teranesini işliyorlardı.1968 yılında Tahran'da Milletlerarası İnsan Hakları Konferansı'na şatafatlı bir şekilde iştirak eden Sovyetler Birliği delegasyonu, "emperyalist ülkelerdeki ırk ayırımını" şiddetle tenkit ediyordu. Diğer yandan ipi Moskova'nın elinde olan kuklalar, basit ve adeta çocukça örneklerle dolu yazı ve konuşmalarında "eşitlik" konusunu işliyorlardı.
... 31 Ekim 1943 yılından itibaren Nisan 1944'e kadar Çiçero tarafından Almanlara verilmeye başlayan belgeler arasında, Normandiya Çıkarması'nın gizli planları da bulunmaktadır. Bazna, İngilizler'den öylesine önemli belgelerin fotoğraflarını alarak Almanlara satmıştır ki; Trakya'ya müttefik güçlerin radarlarının yerleştirilerek, Romanya'daki petrol sahasına uçakların ulaşımının sağlanması ile ABD Başkanı Roosevelt, İngiltere Başbakanı Churchill ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İnönü arasındaki görüşmelerin tutanakları Almanların eline geçmiştir.Fakat Müttefik Kuvvetler'in yanı sıra, Almanya da Türkiye'nin kendi saflarında savaşa katılması için baskılarda bulunuyordu. Bazna'nın temin ettiği bilgilere göre Türkiye, Müttefik Kuvvetler'e yardım ediyordu. Bu belgelerde Türkiye'nin Müttefik Kuvvetler yanında savaşa katılması için gerçekleştirilen Kahire ve Tahran Konferansı'nın içeriği, hem de sonuçları bulunmaktaydı. Müttefik Kuvvetler'in Türkiye üzerinde gerçekleştirdiği baskılar, Britanya askerlerinin Ege'de gerçekleştirdiği operasyonlar ve Türkiye üzerinden Sovyetler'e ulaştırılan silahlar artıkgüvenilir bir ajan olan Bazna tarafından iletildiği için tamamen gerçekti.
Overlord Harekâtı
Overlord Operasyonu” fotoğraf makinemin önünde tekrarlanıyordu. Yavaş yavaş şunu anladım. Rusya müttefikleri için ikinci bir cephe istiyor, bu ikinci cephe tarihte Fransızların saldırısına kadar gidiyordu.Bir telgrafta: “Eğer Türkiye bizim tarafımıza geçerse operasyon için çok acil ihtiyacımız olan gemilerin geçmesi serbest olacak," diye yazıyordu.Bir memorandumda Türk Dışişleri Bakanı ile yapılan bir konuşma kaydedilmişti. Orada Türklerin tereddüt ettiği söyleniyordu. Eğer savaş kazandırılabilseydi, bu Almanya için çok korkunçbir şey olurdu.Tahran Konferansı 28 Kasım-1 Aralık 1943 tarihleri arasındayapıldı. Stalin, savaş bitince Alman General Staff'ın tasfiye edilmesi gerektiğini söyledi. Almanların saldırı gücü 50.000 askereve kurmaya bağlıydı. “...Yakalanmaları ve öldürülmeleri gerekir ve sonra Alman askeri kuvvetleri sonsuza kadar yok olmuş olacak..."
Tahran Konferansı 1 Aralık 1943
Bu sorunlara rağmen müttefik kuwetler 1 944 yılına kadar Türkiye'yi savaşa dahil etme çabalarına devam ettiler. 28 Kasım- 1 Aralık 1943 tarihlerinde Churchill, Roosevelt ve Stalin arasında gerçekleşen Tahran Konferansı 'nda Stalin bu konu hakkında fikrini değiştirmeye başlamıştı. Fransa'da yapılacak olan savaşın ertelenmesine yol açacaksa, askeri kuwetlerin Türkiye'ye gönderilmesine karşı çıkıyor, bu sebeple Türkiye'nin savaşa girmesinin önemsiz olduğunu savunuyordu. Yine de konferans, Türkiye'nin savaşa girmesinin mutlak gereksinim olduğu ve 14 Şubat 1944 tarihinin savaşa aktif olarak katılması için belirlenen son tarih olması kararıyla sona erdi
Sayfa 95 - MOZAİK YAYINLARI
Reklam
104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Eğitimin Gücü ve Kim Hayvan?
Bu eser daha sonra okumak için bir kenarda asla durmamalı. Elbette bu cümleyi kurabileceğimiz birçok kitap vardır kitaplığımızda, ama en azından onlarla aynı kategoride tutmalıyız. Orwell, son eseri olan 1984'ün planlarını yaparken Tahran Konferansı'na öfkelenerek kendi ülkesinin sol kesimini uyarmak amaçlı Hayvan Çiftliği'ni yazıyor. Bu kitabı
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021245,1bin okunma
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.