Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tanzimat: Ham yobaz ve kaba softaya tepki halinde, İslâm cübbesinin fabrika etiketini, ne cübbeden ne fraktan hiçbir şey anlamaksızın, Avrupa ceketine iliştirme gayreti... Kekeme ve şaşkın... İttihat ve Terakki: Yüzde yüz yahudi ve mason silâhşörü biçiminde. İslâm ruhunu posa milliyetçilik ruhiyatiyle «takas a tabi tutma ve kelimede Müslüman kalarak kendine yeni bir dünya arama ve bu yüzden 1000 yıllık çatıyı bir anda yıkma cinneti... Ahmak ve gözükara... Cumhuriyet: Bu davanın eğrisi ve doğrusunu düşünme- den Tanzimattan beri gelen çizgiyi açıkta ta merkezine ve gizli maksadına ulaştırma, Islám ile bütün alakaları kökün den koparma ve Türk'ü madde plânında kurtarıp ruh plânın- da batırma davranışı... Kararlı ve içten ve dıştan planlı...
“Rastlantı dünyanın en eski ilahi gücüdür, birine rastlamanız bazen bir ödüldür bazen de bir ceza.” Jean Baudrillard / İmkansız Takas
Reklam
Simyanın temeli 'kesin takas'tır. Bir şey yapmak istiyorsan bir bedel ödemek zorunda kalırsın!
"Eğer bir bir engel olmazsa, hareket ve buna bağlı olarak aşık olma eylemi gerçekleşmez. Başka bir deyişle, farklılık ve engellerin olmadığı bir durumda başka bir değişim ve takas sistemi, yani yeni bir kurum oluşturma ihtiyacı yoktur."
Ey adalet! üzüm mü vişneden üstün bıçak mı, pamuğa denk ey adalet! seni zulümle takas edelim mi bileğiyle değişirken bir hırsız bir bileziği
NOTLAR: Tarım farklı zamanlarda ve farklı yerlerde birbirinden bağımsız olarak ortaya çıktı. Örneğin M.Ö. yaklaşık 8500’de Yakın Doğuda, M.Ö. yaklaşık 7500de Çinde ve M.Ö. yaklaşık 3500de Orta ve Güney Amerikada tarım yapılmaya başlandı. Besin üretiminin temel bir aracı olan tarım teknolojisi de bu üç merkezden başlayarak dünyaya yayıldı. * Modern
Reklam
Her sözlü iletişim kişiler arasında bir sosyal statü mücadelesidir ve bu iletişimde kelimelerin sözlük anlamlarından çok daha fazlası takas edilir.
‘Tercüme etmek ihanet etmektir sınırlarda, hile yapmaktır, bir cümleyi diğeriyle takas etmektir.’
Sayfa 111Kitabı okudu
"Uçan Kale" adı verilen B-17 bombardıman uçakları, Alman avcı uçaklarından kaçabilmek için o güne kadar hiç bir uçağın çıkamadığı irtifalarda uçmak zorundaydılar. Ama, o irtifada "doğrultulmuş ışın demeti" ile çalışan jiroskoplar doğru çalışmadığından yönlerini bulamayıp yakıtları bitince denize düşüyorlar veya herhangi bir araziye zorunlu iniş yapıyorlardı.
Sayfa 52 - Altın Kitaplar, 1983Kitabı okudu
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.