168 syf.
·
Puan vermedi
Demokrasi, gerçekten demokratik midir ?..
"Oysa adayla ilgili ne rüyalar görmüşlerdi. Zenginlik gelecekti, refah gelecekti, özgürlük gelecekti adamıza. Sonunda herkes kaybetmişti."... Hırslarımız.. Bizi çoğu zaman kaybetmeye iten hırslarımız. Geçenlerde bir video düştü önüme. Kaynayan bir kazanın içinde bir Yengeç, önündeyse bolca mısır. Yengeç öylesine odaklanmıştı ki önündeki mısıra tek amacı ona ulaşmak ve daha fazla yiyebilmekti. Oysa kaynayıp gidiyordu.. Biz insanlar da böyleyiz.Bir bataklığın bir yangının içindeyiz kaynayıp gidiyoruz fakat hala kazanmanın peşindeyiz. Neden ?.. Çünkü hep daha fazlası olmalı.. Hırslarımızın peşinde koşar dururken elimizde nelerin olduğunun farkına varamıyoruz, bir şeyleri farkettiğimizdeyse her şey için çok geç oluyor. Tıpkı buradaki cennet gibi huzurlu bir adanın hırslar uğruna yok oluşunu farkedemedikleri gibi. Peki bu adanın yok oluş sebebi sadece hırslar mı, tabiki hayır. Bir adamın peşine körü körüne takılmış olmamızın kefaretini yaşıyoruz diyor kitapta. Çoğu zaman susuyoruz. Neden, çünkü çoğunluğa uyumalıyız değil mi ?.. ... Adada bütün bu felaketler yaşanıp ada küle döndükten sonra başkan gidiyorum ne haliniz varsa görün der, ve bu kez ona senin yüzünden oldu diyenlere her şeye birlikte karar verdik, çoğunluğun isteğini yaptık beni suçlayanazsınız der. Böyledir işte. Başta küçük görünen boyun eğişler, bazen koca bir son getirir. Ve evet; kitabın kapağında da dediği gibi, "Bir yerde kötülük varsa, oradaki herkes biraz suçludur."
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · İnkılâp Kitabevi · 202051,1bin okunma
Sonu belli bir yarış yüzünden numaralara kızıyorlar.Göz göre göre harcanıyoruz Bilge.Yerimizi bulamıyoruz.Yedi numaralı atın peşine takılmış gidiyoruz.
Reklam
Umumiyetle bizi maziye takılmış zannederler. Bunun büyük bir yanılgı olduğu kanaatindeyim. Biz mazide hoş bir hatıranın hatrına gidiyoruz o yıllara... Kimi zaferlere,kimi çığlık çığlığa sevinçlere... Slck
Sonu belli bir yarış yüzünden numaralara kızıyorlar. Göz göre göre harcanıyoruz Bilge. Yerimizi bulamıyoruz. Yedi numaralı atın peşine takılmış gidiyoruz.
“Bir gelenek ve alışkanlıktan ziyâde iktisâdî ve sıhhî tarafı ağır basan şalvar, bir yüz karası olmadığı halde biz, vatandaşlarımızı alaya almakla ne derece büyük hata işlediğimizin farkında olmuyoruz. Köylünün ıztırâbı şalvar değil, kendisini anlamayan tüy kasabası münevveri karşısında bulmasıdır. Köylü, varsın şalvarını giysin. Bugün Avrupa ile omuz öpüşen Japon hâlâ yer yatağında yatıyor ve sinide yemek yiyor. Halbuki bu uzak Asya milleti, rönesansını, bir Türk rönesansı sayılan Tanzîmat’tan altı sene sonra yapmıştı. Biz ise hâlâ yerimizde sayıyoruz. Hatta geri vitese takılmış olarak, arka arka gidiyoruz. O ise başını almış koşuyor.”
Sayfa 56 - Kubbealtı Neşriyât, 8.baskı, 2020.Kitabı okudu
Dünyanın boş tekeline takılmış, sürüne sürüne gidiyoruz Gidiyoruz gitmesine ya İlerliyor muyuz sahi? Kaçımız kaldırabildi düşünmekten aciz kafalarını Kaldırıp bakakabildik mi gerçekten Göğün umut dolu maviliğine Düşünüp tartabildik mi eğrileri doğruları bir bir Yoksa biz yine sahip olduğumuz tek sağlam yapı olan bahaneler ardında, Sürüye takılıp gidenlerden mi olduk?
Reklam
13. Aslına huuu... Nesline huu!..
Vakti zamanında bir hükümdar, vezirlerine şöyle bir emir vermiş:  — Tebaamdan bana Hızır Aleyhisselâm'ı bulup getirecek bir kul var mıdır, araştırılsın!..  O günden tezi yok memleketin dört bir yanına tellâllar çıkartılmış. Ancak kimsenin bu işe cesaret ettiği yok! Meğer devlet elinin erişmediği uzaklarda bir yerde pek yoksul bir ihtiyar
Oyuncular heyecanlandılar. Sonu belli bir yarış yüzünden numaralara kızıyorlar. Göz göre göre harcanıyoruz Bilge. Yerimizi bulamıyoruz. Yedi numaralı atın peşine takılmış gidiyoruz.
Göz göre göre harcanıyoruz Bilge. Yerimizi bulamıyoruz. Yedi numaralı atın peşine takılmış gidiyoruz. Bu samimi insanlar, bu candan insanlar, yirmibeş kuruşlarından başka kaybedecek şeyleri kalmamış bu muzarafat -müzahrefat olacak oğlum Hikmet- peki albayım, işte bu insanlar arasında yerimi buldum.
Öldüğümüzde ne oluyor ? Bir yere mi gidiyoruz? Cennetin kapılarına inandığımı söyleyemem. Yaşadığım dünyaya daha doğrusu dünyalara bakınca bir tür reenkarnasyona inanmaya daha çok meyilliydim. Hastalıklı bir şekilde bir düğmeye basılıyor ve tekrar başlıyorduk. Bu çok daha inandırıcıydı ve sürekli tekrarlama evrene takılmış olmak çok daha az çekici.
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
Göz göre göre harcanıyoruz Bilge. Yerimizi bulamıyoruz. Yedi numaralı atın peşine takılmış gidiyoruz.
Sayfa 129Kitabı okudu
Resim