İnsan bir yerde doğdu mu oralı olmuyor, o zamanlı oluyor daha çok. Memleketi o zaman oluyor. Doğduğumuz büyüdüğümüz şehirdeki bütün değişimleri hüzünle kaydetmemizin nedeni bu. Hüzünlenmek için illa somut bir yıkıma da gerek yok. 'Eskiden bu okulun kapısı paslıydı ne güzel.' diye üzüldüğüm de oldu. Konu, doğduğumuz yerin mazisi olunca asla vazgeçemeyeceğimiz takıntılar var çünkü. Renkler var, sesler var, kokular var, binlerce ıvır zıvır var. Sonsuza kadar yitirilmiş anlar var. İnsan zamanını durdurmak istediği yere aittir. Emrah Serbes - Hikayem Paramparça
Orhan Pamuk, "Thomas Bernhard'ın Roman Dünyası Üzerine"
İki Dünya savaşı arasında binlerce yıllık edebi önyargılar hazinesine katılan ve kitap tanıtma yazarlarının küçük sözlüklerinde hâlâ baş köşeyi işgal eden kullanışlı anahtarlardan biri de "ekonomik" kavramıdır. Bu dönemde parlayan Hemingway, Fitzgerald gibi Amerikan yazarlarının üslubu kadar bu iki savaş arasındaki "Büyük
Reklam
Iliskilerde bagimli olmaya yatkinsaniz bunu mutlaka bir yerlerde karsi tarafa hissettirirsiniz. Bagimliligin altinda yogun kaybetme korkusu vardir. Zihninizde olan korkular, iliski icinde bir cok yanlis davranisa sebep olarak, korkularinizin gerceklesmesine sebep olur. Bagimliliklar, takintilar, ikisi de iliskileri cok fazlasiyla bozan dinamiklerden. Baglanmak, kisilerin kendilerini tanimasinda iliskilerin olusmasinda onemli bir duygudur. Bagimlilik ise kisinin kendisinden vazgecmeye, ozgurlugunu birakmaya neden olur. Bagimli kisi iliskiyi surdurmek icin kendisi olmaktan vazgecer. Tum davranislarini kaybetme korkulari yonetir. Karsisindakinin varligina duydugu yogun ihtiyac onda kaybetmeye dair yogun korkular yaratir. Kisi, bagimli oldugu kisi giderse cok buyuk aci yasayacagini, onsuz bir daha mutlu olamayacagini, gelecekte hic guzel bir sey yasayamayacagini dusunur. Bagimli kisinin kaderi aldatilmak yada terk edilmek olur. Cunku en buyuk korkulari yalniz kalmak ve terk edilmek oldugu icin iliski icinde hic sinir cizemez, ortak cozum icin karsi taraf yanasmadiginda dahi iliskiden vazgecemez. Vazgecemedigi gorulen kisi sonunda ya aldatilir ya da terk edilir. Yani korkulari gercek olur. Mutlu olmak icin bagimli iliskilerden vazgecmelisiniz, korkulariniz nedeniyle kendinize sayginizi azaltacak iliskiler kurmak sizi degersizlestirir ve mutsuz eder. (Uzm. Psk Esra Ezmeci)
Takıntılar insana hayat yolculuğunda biriktikçe ağır külfet oluşturur. Nasıl ki kitap okurken geriye dönüp dönüşler yapmak, kitabın bitmesi için hızını keserken aynı takıntılar da geri dönüşler gibi insanın hayatta hızını keser. ##KALEM CETVEL
Takıntılar ve kurtuluş...
Günlük yaşamda sıradan patolojik olarak kabul etmediğimiz rutin bağlılık­lar var. Bunlar aslında insanın konforlu yaşayabilmesi için beynin otomatik fonk­siyonunu kullanmasından kaynaklanıyor. Beynin en uzman olduğu şeylerden biri kendini otomatik pilota almaktadır. Ör­nek: Otomobil kullanırken başlarda gaz, fren ve debriyajı ayarlama konusunda
Başım çok feci bir şekilde ağırıyor ve bu baş ağrısı falan değil. Beynime düşmüş yaşadığım çağda olan olaylar, gereksiz bir takım takıntılar ve insanların küçük şeyleri abartacak kadar olgunlaşmamış olmasıdır. Bu baş ağrısı benim Bu baş ağrısı düşüncelerimdir...
Reklam
127 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.