İnsan sorularına cevap bulamazsa yaşayamıyor ve sorular cevaplarını bulamadığında peşlerine yenilerini farklı güçlükte takıp karşına dikiliyorlar.
Yıl:1994 Cumhurbaşkanı Demirel,Başbakan Çiller, Başbakan Yardımcısı Karayalçın toplu olarak Hakkari'ye gidiyor ve bizde onları takip ediyoruz. Program bitip dönüşe geçildikten bir süre sonra hemen ön koltuğumuzda yan yana oturan Demirel-Çiller-Karayalçın üçlüsünden Çiller'in kafasını uçağın camına doğru uzatarak,''Aaa Sayın Karayalçın,Akdeniz'in üstüne geldik''dediğini işittik...Çiller'in her söylediğine kayıtsız- şartsız evet dediği bilinen Murat Karayalçın mest olmuş bir edayla''Evet Tansu Hanım,Akdeniz üzerinde uçuyoruz'' karşılığını verdi...Tam o anda evrak okuyan Demirel istifini hiç bozmadan ve kafasını kaldırmadan aynen şu sözü etti:''Orası Akdeniz değil Keban Barajı...Akdeniz'in bu güzergâhta ne iş var?'' Çiller ve Karayalçın mahcup bir şekilde sustular...
Reklam
... Diğer köpekler gibi Buck da bunu hissetti ve bir değişim yaşayacaklarını anladı. François tasmalarını takıp onları üst güverteye çıkardı. Soğuk yüzeye ilk adımında Buck'ın ayağı, çamura çok benzeyen beyaz ve lapa gibi bir şeyin içine battı. Hemen pıskırarak havaya sıçradı. Üstelik bu beyaz şey neyse, havadan da aşağı düşüyordu. Silkelendi ama daha fazlası tekrar üzerine kondu. Merakla kokladı ve yaladı. Ateş gibi yakıyor ve bir an sonra yok oluyordu. Bu durum Buck'ı hayrete düşürdü. Tekrar denedi ve tekrar aynı sonucu aldı. Seyredenler şamatayla güldüler ve Buck utandı ama neden utandı, bilmiyordu; çünkü bu onun gördüğü ilk kardı...
Yetişkinler yolları takip eder. Çocuklar keşfe çıkar. Yetişkinler aynı yolu yüzlerce, binlerce kez yürümekten sıkılmaz; yoldan çıkmak, çalıların arasına dalmak, çitlerin arasındaki boşluklardan geçmek çoğu yetişkinin aklına bile gelmez.
"Sevgiye yürü, tâ ki hakikate eresin." Her kim bir şey veya kimseyi severse ona inanmış olur, boyun eğmiş, kulluk etmiş olur. Kulluk, sevginin yedi derecesinden biridir ki ilk adımda dostluk başlatır. Bu dereceler ezeli "ilgi"den doğar, ilgiyi "sevgi" takip eder. Sonra "tutku", "aşk", "şevk" ve "kulluk" diye devam edip ebedi "dostluk"ta nihâyet bulur. İyi veya kötü, yararlı veya zararlı her tür sevginin bir etkisi, sonucu, meyvesi ve hükmü vardır. Coşku, zevk, özlem, yakınlaşma, ayrılma, uzaklaşma, terk etme, sevinme, üzülme, ağlama, gülme... Hepsi sevginin etkileri ve hâlleridir. Kişi sevgi basamaklarında sürekli bir kazanç ve güç kazanarak ilerlemelidir. Belli bir yol aldıktan sonra sevgi yüzünden ağlasa da, gülse de; sevinse de, üzülse de; hatta sıkılsa yahut coşsa da bundan yarar görür. Nitekim sevgiden uzaklaştığı zaman bunun tersi olacak, her hâlden üzülecektir. Akıllı insan kendisine zarar verecek sevgiyi istemez. Hakîkati sevmek, sevgilerin en güzelidir.
"Şiir bilincin ürünüdür, bir şairi takip etmek onun bilincini takip etmek anlamına gelir."
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.