"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Yürekler kirli,
Elbiseler temiz,
Yüzler boyalı,
Masumluk maskemiz.
Alaycı bir konuşma
Herkesin ağzında,
Lisanı bozulmuş insanlar
Kötü kalpler sokağında .
Herkes kitap okuyor,
Ama hangi sayfasında?
Hayatlar hep sahte ,yek taklit
Poz veriyoruz Objektif markajina
Uyanmak lazım tükeniyor zaman
Geç kalmış olabilirsin ayıldığın zaman!
Zeka, başkalarını taklit ettikçe ölür. Eğer zeki kalmaya devam etmek istiyorsan, başkalarını taklit etmeyi bırakmalısın. Zeka, kopya çekerek intihar eder. Diğer insan gibi olmanın nasıl bir şey olduğunu düşünmeye başladığın zaman zekanı kaybedip, aptallaşıyorsun. Kendini bir başkasıyla kıyasladığın zaman, bütün doğal potansiyelini kaybediyorsun. Artık hiçbir zaman mutlu olamazsın. Bir daha asla temiz, net ve şeffaf olamazsın. Kendi netliğini ve vizyonunu kaybedersin. Ödünç gözlerin olur. Ama bir başkasının gözünden nasıl görebilirsin? Sana ait olan gözlere ihtiyacın var. Kendi bacaklarınla yürümelisin. Kendi kalbin çarpmalı.
İnsanlar ödünç hayatlar yaşıyor. O yüzden hayatları felç olmuş durumda. Bu felç yüzünden, aptal görünüyorlar.
H. G. Wells 'in birçok öncü bilimkurgu metni gibi, Dünyalar Savaşı da, kendisinden sonra defalarca kez taklit edilecek bir konuyu ele alır. Yayının ilk anda bir panik havası oluşturmuş, medya tarafından abartılmış olsa da, Wells'in romanının büyüklüğünün önüne geçmemiştir, diğer etkileyeceği eserleri düşününce...
Kitabın basit bir kurgusu
Hissetmediğimiz duyguları taklit etmek ikinci el hayatlar yaşamaktır. Sahiplerinin sesini taklit eden papağanlar gibi geçmemeli ömür. Bağımsız, yaratıcı, yenilikçi ve sevgi dolu bir ruhla yola devam etmeli. Sahipsiz bir şekilde.
Ödünç alınmış yaşamlardan olmasın seninki. Kimseyi taklit etme. O zaman ikinci el olursun. Evrende varoluş sebebin bu olamaz. Başkalarının fikirleri, hayatları, tutkuları ile var olmak olamaz. O zaman sadece sözde bir varlık olursun. Özgün ol. Yalnız kalmak pahasına dene bunu. Gerekirse ıssız yerlerde, kendi kendine yoldaş ol ama dene.
Kendi varoluşu ve hakikati hakkında düşünmeyen ve dertlenmeyen, dolayısıyla taklit hayatlar yaşayan her insan, aslında kendi tımarhanesini oluşturmuştur. Yani insan, bahçesindeki bankta huzur sandığı gafleti ile birlikte oturmaktadır. Buradaki asıl sorun ise kimsenin taklit hayat yaşadığını kabul etmemesidir. Öyleyse bu metin sadece bana hitap ediyordur. Niye diyecek olursanız, kimse kozasını kırmak istemez de ondan. Halbuki kelebek olmak önümüzde bir hedef olarak durmaktadır.
UYANIŞ
Yürekler kirli,
Elbiseler temiz.
Yüzler boyalı,
Masumluk maskemiz.
Alaycı bir konuşma
Herkesin ağzında,
Lisanı bozulmuş insanlar
Kötü kalpler sokağında.
Herkes kitap okuyor,
Ama hangi sayfasında?
Hayatlar hep sahte yek taklit,
Poz veriyoruz objektif markajına.
Uyanmak lazım, tükeniyor zaman,
Geç kalmış olabilirsin ayıldığın zaman.
Irvin Yalom'un diğer eserlerini, Aşkın Celladı ve diğer bir iki kitabı hariç, okudum. Psikoterapi romanlarının henüz ortaya saçılmadığı bir dönemde, gerek psikoterapi, psikiyatri camiasından, gerekse edebiyat çevrelerinden gelen tüm eleştirilere karşın, sınıraşırı geniş okur kitlelerine ulaşmış, sevilmiş, takdir edilmiş, hatta taklit edilmiş
....
Türkiye’nin yeni bağımlılığı: TikTok
Bir süredir mobil uygulama marketlerindeki listelerin ilk sıralarından düşmeyen bir uygulamanın yarattığı şaşkınlığı izliyoruz. Bu uygulama başka ülkelerde lise çağındaki gençlerin favorisiyken, Türkiye’de nedense alt-orta sınıf yetişkinlerin vazgeçilmezi hâline geldi. Evet, TikTok’tan
Yazarımız Plutarkhos MS I yüzyılda yaşamış Yunan tarihçi, biyografi ve deneme yazarıdır. Kendisini günümüze devreden “Paralel Hayatlar” yazı serisiyle tanırız. Asıl olanı ise kendisinin ciltler dolusu bir yazım hayatı olduğudur. Kaynağın ilk elden sahibidir.
Plutark’ın tarihte önemli olması sayısız eserler vermesinden ziyade kitaplarında 151 tane