Atatürk’ün Batılılığı, Batı’ya öykünme biçiminde değil, «Batı gibi olmak» anlamında bir Batılılıktır. Nitekim, bizzat Mustafa Kemal Atatürk bir yabancı gazetecinin «Batılıların nerelerini milletiniz için almak istersiniz?» sorusuna şöyle yanıt vermiştir: «Biz Garp Medeniyetini bir taklitçilik yapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi kendi bünyemize uygun bulduğumuz için, dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz.»
Sayfa 297
Ya Kutsal Türkiye’miz de durumlar nasıllar?
“Kutsal Rusyamız taklitçilik hastalığına bu derece kapılmış durumda; herkes amirlerine özeniyor, herkes birbirine amirlik taslıyor.”
Reklam
''Günümüzde genellikle radikal bir çağdaşlaştıncı ve Batılılaştıncı olarak bilinir. Bu tanım doğrudur ama yeterli değildir. Ülkesini, dünyanın en zengin ülkeleriyle aynı düzeye getirmek için Batı yöntemlerini ithal etmiştir çünkü, zengin ülkelerin büyük çoğunluğu Batı' da bulunmaktaydı. Ama onun hedefi taklitçilik değil, evrensel bir uygarlığa katılmaktı; Avrupa'nın Aydınlanma Çağı düşünürleri gibi, dine ve dinin neden olduğu ayrımcılığa karşın insanlığın ileriye doğru gitmekte olduğunu görmüştü. Gerçek bir bağımsızlık mücadelesinin, herkesi kapsayan laik bir ilerleme ilkesi adına, her ulus tarafından kendisi için yapılması ve böylece gelişmiş ülkelere karşı düşmanlığa yer bırakılmaması gerektiğine inanıyordu. Uygar insanların oluşturacağı evrensel bir toplumu ülkü edindiği için anti-emperyalistti. Her şeyden önce o bir kurucuydu, çağımızın en büyük ulus-yaratıcısıydı.''
Sayfa 9 - Remzi Kitabevi
Düşmanlarınızın yaptığını yapın, hareketlerini elinizden geldiğince taklit edin, ne yapmak üzere olduğunuzu anlayamazlar; aynanızla kör olmuşlardır. Sizinle başetme stratejileri sizin onlara her zamanki tarzınızla tepki vermenize dayanır; onlarla taklitçilik oyunu oynayarak stratejilerini etkisiz hale getirin. Bu taktiğin alaycı, hatta çileden çıkaran bir etkisi vardır. Hepimiz sözlerimizi aynen tekrarlayarak bizimle dalga geçen çocuklara ait çocukluk deneyimlerimizi hatırlarız; bir süre sonra, ki bu süre pek uzun değildir, yüzlerine bir yumruk indirmek isteriz
Sayfa 536Kitabı okudu
Duygular bulaşıcı olabilir. Siz gülünce, bütün dünya sizinle birlikte güler; durum komedilerinde gülme efekti kullanılmasının ve kötü komedyenlerin şakalarını kahkahaları anımsatan bir davul efektiyle sonlandırıp komik etki yaratmaya çalışmasının nedeni de bu. Düğünlerde ve cenazelerde gözyaşlarının gözyaşlarını tetikleyip yayması, neşeli bir partideki dans etme dürtüsü, bomba korkusunun yarattığı panik ve dalgalı denizde teknelerde yaşanan mide bulantısı salgını; bunların hepsi duyguların bulaşıcılığına verilebilecek örnekler. Duygusal salgınların daha hafif bir türü vekil yanıtları kapsıyor; bir atlet sakatlanınca duygudaşlık hissiyle irkilmemiz ya da James Bond bir sandalyeye bağlanıp tokatlanınca ürküp geri çekilmemiz buna örnek verilebilir. Bebeğe elma püresi yedirmeye çalışırken ağzımızı açmamız türünden motor taklitçilik de bunun bir başka örneği.
Sayfa 635Kitabı okudu
Delikanlılıktan yetişkinliğe geçmekte olan gençlerde,taklitçilik, bir lideri takip etmek, mucizelere inanmak, bir grubun üyesi olmak ve kutsal bir amaç uğruna kendi kişiliklerini bir kenara bırakmak gibi eğilimlerin son derece belirgin olduğunu gördü.
Reklam
Kökleri ezelde, dalları ebedde olan bir neslin karşısında bütün ameliyesi taklitçilik olan bir kadronun bundan daha fazla durması muhal, yok olması ise muhakkaktır.
Bir sosyal medya hastalığı 'taklitçilik'...
Zira insan tümüyle iradesinin tezahüründen ibarettir, dolayısıyla refleksiyondan hareketle, insanın olduğundan başka türlü olmayı istemesinden daha yanlış bir şey olamaz. Zira bu, iradenin kendi kendisiyle dolaysız bir çelişkisi değildir. Başkalarının niteliklerini ve özelliklerini taklit etmek, başkalarının kıyafetlerini giymekten çok daha onur kırıcıdır. Zira bu, insanın kendi değersizliğine ilişkin yargının kendiliğinden ifade bulmasıdır. Kişinin düşünüş tarzını ve her türlü yeteneği ile bunların değiştirilebilir sınırlarını bilmesi, bu bakımdan kendinden olabildiğince memnuniyete erişmesinin en güvenli yoludur.
Bugün Çin’de ahlaki değerler çökmüş,doğruyla yanlış yolunu şaşırmış durumda,taklitçilik olgusunda bunun kapsamlı bir şekilde ifade edildiği söylenebilir.
Sayfa 219 - Jaguar YayınlarıKitabı okudu
Tıpkı insan sağlığı zarar gördüğünde iltihap oluşması gibi,taklitçilik olgusu da bugün Çin toplumsal ekolojisinin iltihaplanmasıdır.
Sayfa 219 - Jaguar YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Birbiriyle atbaşı giden “siyasi despotizm” ile “dini dogmatizm”in aralarında yaptıkları gizli anlaşma yüzünden hemen hemen “İçtihat kapısı kapanmış” oldu. Ve arkasından gelen dış tehditler ile “yıkılış” ve anarşi. İçeride ise çözümü eskide arayan şekilci “taklitçilik”.
Bizim Kutsal Rusya'da herkese bir taklitçilik hastalığı bulaşmıştır, her insan kendi üstünü taklit eder.
Bizim kalplerimiz katılaşmış bulunuyor, İslâm'dan oldukça uzaklaşmış, batılıları taklide sapmış ve bu taklitçilik içerisine gömülmüş bulunuyoruz.
Her İnsana bir taklitçilik hastalığı bulaşmıştır, her insan kendi üstünü taklit eder.
İnsan hayatında niyete"mukavemet"gösteren bazı tabii engeller vardır.Bunların birçoğu zihnimizde,bazıları da pratik hayatımızda mevcuttur.Alışkanlık,adet, taklitçilik,kolay yaşama arzusu,zahmetten kaçınma,tehlike ve bitkinliklere maruz kalmaktan çekinme duygusu zihnimizdeki engellerdir.Tek kelime ile "havailik,"yani şımarık nefsin isteklerine uyma hevesi.
Sayfa 9
728 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.