“Kahvaltıda sütlü kahve içmek gibi lüksler sadece moda değil; gurur veren bir taklitçilik, gururlu bir üstün görülme tutkusuydu.”
Bilgide ve Yaşayışta Doğruya Ulaşmanın Yolu : Akıl, Hidayet
Bakara 170 Onlara, "Allah’ın indirdiğine uyun" denildiğinde, "Hayır, atalarımızdan gördüğümüze uyarız" dediler. Ya atalarının aklı bir şeye ermemiş, doğru yolu bulamamışlarsa! Tefsiri Kur’an, tam bir taklitçilik, bilinçsizlik ve körlük örneği olan bu cevap karşısında, “Ya atalarının aklı bir şeye ermemiş (lâ ya‘kılûne şey’en), doğru yolu bulamamışlarsa! (lâ yehtedûn)” buyurarak bilgide ve yaşayışta doğruya ulaşmanın iki temel aracını göstermektedir. Bunlardan biri akıl diğeri de hidayettir. Aklı kullanmak kuldan, hidayet vermek Allah’tandır. Bu sebeple kul, aklını kullanıp her konuda doğruya ulaşabilmek için kendisi bakımından mümkün olan bütün sebeplere başvurmanın yanında, Allah’ın “müsebbibü’l-esbâb” (sebeplerin yaratıcısı) olduğunu da asla unutmamalı ve başarıyı daima O’ndan beklemelidir.
I, 255
Reklam
Ekonomik karar vericiler, beklentilerini oluştururlarken normal şekilde, bilgiyi belli bir karşılık ödeyerek elde etmek yerine, piyasadaki bilgiye bedava sahip olmayı isterler. Bunun sonucunda da daha önce belirtmiş olduğumuz taklitçilik genelleşir. Herkes, bir öteki kişinin gerçek bilgiye sahip olduğunu düşünür ve onu taklit eder. Aslında belki de hiçbiri bu bilgiye sahip olmayabilecektir. Bu şekilde oluşan fiyat, herhangi bir bilgiyi içermez; tamamen piyasa psikolojisini yansıtır. Bu sebeple fiyat, mevcut denge durumundan zamanla uzaklaşacaktır.
MODA YALNIZ KILIK KIYAFETE AİT DEĞİLDİR Eskiden özellikle kadınların giyim kuşamına ait olan “moda”, günümüzde fikirlere, davranışlara kadar bulaştı. Bugünün fikir modası sosyalizmdir. Kendisini modaya kaptıran insan, kabul ettiği modanın yakışıp yakışmadığını düşünmeden nasıl körü körüne ona uyar, hatta bazen gülünç olduğunun bile farkına
İletişim kurma ve hoşa gitme arzusuyla, taklitçilik, boyun eğme veya cahillik yüzünden, özel alanımızı istila ettiriyoruz.
Sanat hayatında evrim olmadığı gibi, sanatçının hayatında da yoktur. Her sanatçı baştan başlar ve ondan önce hiç kimse yaratmamış gibi çalışır. O, başkasının tecrübesinden değil, sadece kendi tecrübesinden yararlanır. Başkasının tecrübesinden yararlanmak, tecrübenin devamlılığı, tecrübe birikimi, bilimin şartı ve öncülüdür. Sanatta başkasının tecrübesinden yararlanmak taklitçilik, tekrar, akademicilik yani sanatı öldürmektir.
Sayfa 235
Reklam
Garbo cazibeli, parıltılı, ihtişamlı rollere soyunduğunda, bir adamın kollarına süzülerek girip erir gibi çıktığında, arkaya attığı başının ağırlığını... boynunun o ilahi hatlarına bıraktığında hep bir tür "drag" içindeydi. Oyunculuk sanatı ne göz kamaştırıcı şey! En nihayetinde bir taklitçilik işi, altta yatan cinsiyet hakiki olsun olmasın. - PARKER TYLER, "The Garbo Image" Esher Newton'un Mother Camp adlı kitabından alıntı.
Sayfa 214 - metisKitabı okudu
Biriciklikten Çok Günümüzde Taklitçilik
Aşk gerçekten kişiye özel bir duyguydu. Birbirine benzer gibi görünse de, her aşk biricikti.
Sayfa 75 - Yapı Kredi Yayınları, Aşkımız Eski Bir RomanKitabı okudu
Metinlerarasılık (intertextuality)
Belki de içinde yaşadığı gerçekliğe yabancılaşan çağcıl yazarın, bütünleşmekte zorlandığı gerçekliği yazmayı bırakıp, daha önce başka yazarlar tarafından yazılmış metinler dünyasına sığınması, onlardan yola çıkarak ikinci elden yeni bir kurmaca gerçeklik yaratması demektir bu. Eskilerin taklitçilik diye aşağıladıkları bu eğilim, çağ edebiyatının biçimsel yeniliklerinden biridir; özgünlüğün içerikte değil,biçimde önemli olduğu bir estetik anlayışın ürünüdür.
Sayfa 110 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
523 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.