Sevgili Erdal;
Bu zor geçen son günlerimde bana o kadar derman oldun ki, seni, yaptıklarını, Türk edebiyatına katkılarını hayatım boyunca minnetle anacağım.
Erdal Öz 1935 doğumlu, yani bu dergicilik, edebiyat sohbetleri mektuplar konuşulduğunda en erken mektup tarihi 1956 olduğuna göre Erdalcım henüz 21 yaşında, gerçi 17 yaşında yayınlanan
Manga'nın Cevapsız sorular, şarkısını dinleyerek okula gidiyordumki. Yürürken arkadaşım Derin'i gördüm.
"Selam Beril."
"Selam nasılsın?"
"İyiyim Sen nasılsın?" diye sordum. Derin Sarı saçlı 1.65 boylarında Yeşil-Mavi karışık gözleri dolgun dudağı ile çok güzel bir kızdı.
"Bende iyiyim." dedim
Etkinlik için seçilen “Takma Be Kanka” kitabını okudum. Yazarlar Psikolog Hayrettin Şahin ve Psikoterapist Reyhan Erdoğan ’ın kalemlerine sağlık.
Kitabın adı bana çocukken teselli için söylediğimiz bir sözü hatırlattı: “Takma kafana tokadan başka şey”. Tabii birde daha önce okuduğum: ”S*ktir Et” kitabını çağrıştırdı. Tabii bu kitap onun yanında
İnsan ilginç bir varlıktır. Aşkı, mantığı ile kavramaya çalışır. Sevgiyi olun gözüne sokmanız gerekir. Her şeyi mantık süzgecinden geçirir. İnsan felsefenin derin soruları arasına sıkışıp kalır ve yaşamın bütün güzellikleri kaçırır.
Çocuklarınızı, yetenekleri dışında bir eğitime tabi tutmanız sadece taklitçi insanlar yetiştirmenize vesile olur. Tavşan koşmada ustalaşsın. Kuş uçma da kendini geliştirsin. Balık yüzmede profesyonel olsun. Sincap tırmanma konusunda en iyisi olsun.Lütfen kediye
havlamayı, köpeğe miyavlamayı öğretmeye çalışmayın. Kedi için miyavlamak doğal bir yetenektir. Köpek havlamadan duramaz. Bu onların doğasında var, fıtratında var. Neden onların doğasını, fıtratını değiştirmeye çalışalım.
️Tabiata bakin, kuşlar konuşursa çiçekler dinler. Ama muazzam bir dinleyici kitlesi vardır . Marifet iyi bir konuşmacı olmadan önce iyi bir dinleyici olmaktır.