"Bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. mevlanakapı'da. babası zabıtaydı. alkolik hasta bi adamdı rahmetli, erkenden de gitti zaten. bu anasıyla yoksul, perişan... bizim tuzumuz kuruydu, hacı babam yapmış bi şeyler. bi de zagor vardı. bizim eski evin kiracısının oğlu. babası filimciydi yeşilçamda. cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte. ama
Istırap yaşamın dokusundaki sökülmez ipliktir ve onu söküp atmaya çalışmak sadece olanaksız değil,aynı zamanda yıkıcıdır da : onu söküp atmaya çalışırken tüm kumaşı yırtarsınız.Istıraptan kaçınmaya çalışmak ıstıraba çok fazla önem vermektir ( mücadeleden kaçınmaya çalışmak da mücadeledir.)Tersine ,ıstıraba kafayı takmamayı becerebilirseniz kimse sizi durduramaz. Hayatımda birçok şeye kafayı taktım.Birçok şeye de aldırmadım.Ve tıpkı gidilmeyen yol gibi FARKI YARATAN :ALDIRMADIKLARIMDI ;))
Bilmem şu yazar tarafından yazılmış bir eser.
Bir seriden oluşan kitapların bilmem kaçıncısı.
Şu kadar sayfa…
Türkiyeyi gezeceksiniz.
Kuşlar, ceylanlar.
Anadoluuu!
...... !!
Kitap okumak her zaman güzeldir ama Pazar günü okumanın tadı ap ayrı benim için, Pazar tıpkı gece gibi güzel gelir bana. İnsanların uyuduğu saatlerde uyanık olup hayattan
Kitabı moralimin bozuk olduğu bir dönemde daha iyi hissetmek için okumaya başlamıştım ama ne yazık ki yarım bıraktım.
İlk olarak, yazarın üslubu hiç hoşuma gitmedi.Kaba bir dil kullandığını düşünüyorum, bu yüzden kitaba ısınamamıştım.
Bunun yanında bence hiç yardımcı olmuyor, ben kitabı kafaya takmamak için okuyayım dedim ama sonuç olarak kitabı kafama taktım, büyük beklentilerle okumaya başlamıştım.
Sonuç olarak beklentilerimi karşılamadığı için yarım bıraktım.
Eğer kendinizi daha iyi hissetmek için bir şeyler okumak istiyorsanız kesinlikle tavsiye edeceğim bir kitap değil.