_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
116 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
Merhabalar, bugün Galatasaray Spor Kulübü'nün kurucusu olan Ali Sami Yen'in babası, Şemsettin Sami'nin "Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat" (Talat ve Fitnat'ın Aşkı) adlı eseriyle geldim. Kitabımıza geçmeden önce Şemsettin Sami'yi tanıyalım. Şemsettin Sami 1850'de Fraşer, Arnavutluk'ta doğdu. Kendisi ilk Türkçe
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
Taaşşuk-ı Talat ve FitnatŞemseddin Sami · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202429,2bin okunma
Reklam
Atatürk
_Bir gün ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alıp yapıversinler. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Bu beşik tabiatın
Talât Paşa ve Sonu
Talât Paşa Muhlis Bey’den kendi adına şunu rica etmişti: “Muhlis Bey, sana bir angaryam olacak, ailemin İstanbul’daki adresine yazdığım mektubu bizzat götürüp veriniz. Yabancı devletlerin bana verdiği madalyaları, bazı kıymetli taşları ve çeşitli taşlarla süslü kemerleri kuyumculara gösteriniz. Bana bir miktar para gönderiniz. Burada çok sıkıntı çekiyorum, parasızım. Bu madalyalardan ve kıymetli taşlardan alacağın bedelin yarısını aileme verir, yarısını bana getirirsiniz. Haydi yolunuz açık olsun. ” Muhlis Bey İstanbul’a gelmiş, beni bulmuş, paşanın selam ve ricalarını söylemişti. Hemen istediklerini yaptık. Muhlis Bey’i Almanya’ya gönderdik. Dönüşte İtalya’ya gitti. Milli hükümetin uçak siparişlerini o yaptı. İstiklal Savaşı’ndan sonra Zümrezade Şakir Bey’in fabrikalarında hükümetin sipariş ettiği bombalar üretildi. Talat Paşa, Berlin’de büyük bir sıkıntı içinde yaşadı, fakat bir an ideallerinden vazgeçmedi. Osmanlı İmparatorluğu’nun kaderine tam on sene el koymuş büyük bir partinin, İttihat ve Terakki’nin son sadrazamı gurbet diyarlarında yoksulluk içinde, fakat namuslu, onurlu bir insan olarak yaşadı maalesef bir Ermeni’nin kurşunuyla şehit oldu. Allah rahmet eylesin.
Sayfa 177 - ParolaKitabı okudu
Talât Paşa ve Sonu
Talat Paşa yurduna, ülkesine ve onun gelecek ve kalkınmasına da son derece bağlıydı. Ateşkes yıllarında kaldığı Berlin’den Teşkilât-ı Mahsusa çalışanlarına ve İttihatçılara yazdığı mektuplarda; “Vaktiyle Enver Paşa’yı kendinize bayrak yapmıştınız, şimdi hepinize düşen görev Mustafa Kemal Paşa’nın arkasından gitmek ve ülkeyi kurtarmaktır” diye öğüt veriyordu.
Sayfa 176 - ParolaKitabı okudu
Talât Paşa ve Sonu
Talat Paşa sadeliği, alçakgönüllülüğü severdi, resmi günlerde onun bir redingotla yetindiğini görürlerdi. Bu sadelik Sultan Reşat’ın hoşuna gitmezdi, emrindeki bakanların parlak üniformalar içinde şatafatlı elbiseler giymesini isterdi. Talat Paşa’nın bu haline kızıyordu. Enver Paşa’yla haber gönderip hepsinin böyle selamlığa gelmesini arzu ettiğini kesin bir dille bildirmişti. Talat Paşa yanıt olarak; “Osmanlı Devleti’nin bakanları görünüşe ve gösterişe sarf edecek paraya sahip değillerdir.
Sayfa 176 - ParolaKitabı okudu
Reklam
39 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.