Demişti...
Mustafa Kemal Paşa'nın Ünlü Uyarı Raporu (20 Eylül 1917) Mustafa Kemal Paşa, içinde bulunulan ve gittikçe kötüleşen idari, mali, askeri durum nedeniyle ve kötü yönetim yüzünden Enver Paşa'ya ve hükümete kızıyor, özellikle Almanların her dediklerine ve istediklerine kayıtsız teslim olunmasını içine sindiremiyordu. Bu ne denle oturdu 20
Talât Paşa ve Sonu
Talat Paşa vatanseverdi. Balkan Savaşı’na kadar askerlik yapmamış, fırsatı olmamıştı. Balkan Savaşı’nda orduya gönüllü kaydolunmuş ve er olarak eğitim görmeye başlamıştı. Yeri Edirne’ydi. Çadırlı ordugâhta Mehmetçiklerin içinde yaşamaktan adeta mutlu oluyordu.
Sayfa 175 - ParolaKitabı okudu
Reklam
Enver Paşa, Birinci Dünya Harbinin genel yenilgiden bir hafta önce bile, kazanılacağından ümitlidir. Mustafa Kemal ise, daha bu harbin başında, onun kaybedileceğini sezebilmişti. Sadrazam Talât Paşaya gelince, o hazin bir şaşkınlık içinde idi. Son Berlin seyahati dönüşü ve Makedonya'da Bulgar cephesinin fiilen çöktüğü gündü. Ama Talât Paşa, Bulgaristan'ın düşmanlarımızla mütareke imzalamasından bir gün önce bile Istanbul gazetecilerine, Türkistan'a subaylar gönderip, orada tümenler, kolordular teşkil ederek, Avrupa cephesinde Alman müttefiklerimizin imdadına koşmaktan, müttefiklerimizi kurtarmaktan bahsediyordu! Yani maskelenen veya birtakım zekâ oyunları ve unvanlar, rütbelerle arka plana itilen cehalet ve kofluk, artık kendi dilini konuşuyordu! Halbuki Talât Paşa bunları söylerken, örneğin, Suriye'de eriyen birliklerden III. Kolordu, ana vatan sınırlarına ancak birkaç yüz kişi ile gelebilmişti. Dördüncü Ordu fiilen erimişti. Adına Yıldırım Ordular Grubu denilen ve vaktiyle üç ordudan kurulan kuvvetlerin bütün mevcudu birkaç bin silahtan ibaret kalmıştı. Ama Türk kuvvetlerini, güya "Mısır fatihi olacağım" diye Süveyş'te, Sina çölünde eriten, Hicaz'da Yemen'de, Asir'de israf eden Cemal Paşa, kabinede mütareke konuşulurken bile hâlâ sonuna kadar harpten bahsediyordu! Halbuki işin sonu çoktan görünmüştü ve perde kapanıyordu.
Sayfa 295 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Nokta atışı
"...Post Kemalist hüvviyetteki entelektüel koalisyona göre, ülkedeki tüm siyasi ve iktisadi sorunların ve otoriterliğin kaynağını Kemalizm’de görmek yeterliydi ve Kemalist vesayet ile bürokratik statüko ortadan kaldırılırsa ülke felaha erecek demekti. Oysa öyle olmadı, aşağılanan askeri vesayet ve yargı statükosunun, tüm eksiklikleri ve arızalarına rağmen laik demokratik hukuk devletinin stabilizasyonunu sağladığı da görüldü. Ben yine de milletin tercihleriyle ödenen siyasal bedel arasına vasi ve veli tarzındaki aracıların girmeyişinden memnunum, aşılması gereken toplumsal tecrübe bir faz kestirme biçiminde aşılıyor, daha iyi bir gelecek artık çok daha mümkün diye umuyorum. Resmi tarihe ve siyasete alternatif yaratma girişimlerinin, yalnızca sivil bir demokrasi yolu açacağını düşünen bu entelektüel koalisyon; alternatiflerin Enver ve Talat Paşa gibi daha az modern ve medeni ancak daha fazla otoriter ve istibdatçı aktörleri dirilteceğini de hiç düşünmediler. Öyleyse bu radikal atmosfere sızlanmadan katlanmayı da bilmeliler..." vaziyet.com.tr/analiz/alternat...
390 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Sevabıyla günahıyla bir vatanseverin hayatı ve acıklı sonu... Özellikle kitabın sonunda bahsi geçen Talat Paşa' nın katilinin yargılanması(!) tam bir ibretlik olay. Bir Batı devletinin çıkarlarını korumak söz konusu olduğunda hiçbir ahlak, etik kuralını tanımadığı, savaşta müttefiki olan bir devlet adamını öldüren bir katili bir günde nasıl aklayıp paklayıp temize çıkardığı, "Batı"nın bila kaydü şart mükemmel olduğunu sanan bazı yurdum insanına her gün anlatılması gereken bir hadise.
Komitenin Ruhu Talat Paşa
Komitenin Ruhu Talat PaşaMustafa Çolak · Yeditepe Yayınevi · 202041 okunma
Talât Paşa ve Sonu
Vahidettin'in İttihatçılar içinde en çok çekindiği Talat Paşa’ydı. Bu nedenle 27 Eylül 1918 günü Vahdettin bir tören sırasında sadrazama albay rütbesini vermiş ve eskisi gibi padişahın emrindeki kıtalarında fakat bir alay kumandanı olarak resmi elbise giymesini emretmişti. Fakat Talat Paşa tören ve protokolden hiç hoşlanmazdı. Ruhsal olarak demokrat yaratılmış, ikiyüzlülükten, gösterişten uzak bir insandı. Sadrazam olduğu gün de bunu göstermişti. O zamanlar sarayda alışılmış bir uygulama olarak huzura girilecek salonun iki kapısı sadrazama birden açılır, saray hizmetlileri başvezirin ayaklarına kapanırdı. Talat Paşa bunu fazla görmüş ve başmabeyinci olan Lütfi Simavi Bey’le anlaşmıştı. Ona kapının tek kanadı açılacak ve hizmetliler asla ayağına kapanmayacaktı.
Sayfa 175 - ParolaKitabı okudu
Reklam
39 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.