Okuyacağız diye rastgele yerlere gidip ne kendi hayatlarını ne de ailelerinin cebini mahvetsinler. ...
Çocuk iyi bir üniversiteye geldiyse de çalışacak, çalışacak, çalışacak... Hakkını vere vere çalışacak; bu kadar basittir. Talebe kantinde oturmaz; Avrupa'da, Amerika'da öyle kantinde oturan öğrenci göremezsin. Bir öğrenci kantine girer; yiyeceğini alır, kahvesini içer gider. Bu da en fazla 15-20 dakika sürer, katiyen yarım saat değildir. Çok açık ki kantinde oturanlar tembeldir.
*
“Cahilliğin dağlarında gezenler için; almasını bilene bilgece öğütler, yaşanmışlıkların getirdiği doğru tespit ve öneriler, samimi itiraflar; bir o kadar da topluma tenkit yağmuru. İlber Ortaylı’nın sakınmadan söylediği her söz, gençler için altın değerinde. Toplumun her kesimine ustaca entelektüel bir dokunuş, hazır olun; bu bir kültür
Okurken bir başka kimse bizim için düşünür: Biz sadece onun zihin sürecini takip etmekle yetiniriz. Nasıl ki yazmayı ögrenirken talebe ögretmen tarafından kalemle çizilmiş çizgileri takip eder: Okurken de tıpkı bunun gibidir; düşünme işinin büyük bölümü zaten bizim için bitirilmiştir. Bunun içindir ki kendi düşüncelerimizle meşgul olduktan sonra elimize bir kitap almak her zaman bizi bir parça rahatlatır. fakat okurken zihnimiz aslında başka birisinin düşüncelerinin oyun alanından başka bir şey degildir; ve sonunda onlar bizden ayrılır, geriye kalan nedir? Ve dolayısıyla öyle olur ki çok fazla-yani neredeyse bütün gün okuyan ve arada düşünmeksizin, eglence yahut meşgale ile kendisini eğlendiren kimse, yavaş yavaş kendi kendine düşünme yeteneğini kaybeder. tıpkı at üstünden inmeyen bir adamın sonunda yürümeyi unutması gibi. Birçok egitimli insanın durumu bundan pek farklı degildir: Okumak onları ahmaklaştınr.
Milyonlarca talebe okutmak nasip olsa hepsine tavsiye edeceğim ilk siyer kitabı budur.
Ne mutlu beni görüp iman edene!
Ne mutlu beni görmediği halde iman edene
O'nu daha çok tanımak tanıdıkça daha çok sevmek için...
Tanıl Bora bir siyaset bilimci ve takip ettiğim entellektüellerden biridir. İletişim yayınları editörü aynı zamanda çok sevdiğim Birikim dergisi yazarlarındandır.
Türk Sağının Üç Hali kitabı sol entelijansiya tarafından ilgi gördü ama merkez sağ için aynı şeyi söyleyemem. Özellikle 1K ‘ da ne kadar az okunduğunu görünce bir anlam veremedim. Bu kitabı lisans
1.Talebe: Niyet muhasebesini iyice yapmalı, ilmi ne için ve kimin için talep ettiğini iyice tespit etmelidir.
2.Talebe: İlmin kitaplardan geçtiğini unutmamalı, ama bu işin rehbersiz, muallimsiz ve mürşitsiz olmayacağını da bilmelidir.
3.Talebe: Kendisini çok iyi tanımalı ya da rehberine tanıtmalı; hâline, kabiliyetine ve mizacına uygun bir hedef belirlemelidir.
4.Talebe: Zamanını sınırlı, yapılacak işlerinin ise çok olduğunu her an farkında olmalı, programlı ve sistemli çalışmadan hedefe varılmayacağını bilmelidir.
5.Talebe: Hedefin net bir şekilde ortaya koymalı ve emelini gerçekleştirebilmek için dağılmadan ve dağıtmadan yürümelidir.
6.Talebe: Haddini çok iyi bilmeli, nerede durması gerektiğinin farkında olmalı, bu bilinci yürüyüşünün sonuna kadar da sürdürmelidir.
7.Talebe: İlmi elde etmeye karşı hırslı olmalı, güçlü bir istek ve arzuyu kendine azık olarak edinmeli; merak ile şüpheyi birbirinden ayırarak hakikati elde etmeye doymamalıdır.
8.Talebe: Vefayı, ilim yolunda yürüyüşünün temeline yerleştirmeli "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" diyen bir mektebin mensubu olduğunu unutmamalıdır.
9.Talebe: Hakikate âşık olmalı, "Hocamı severim ama hatasını sevmem' diyebilmeli; "huz ma sefa dame keder/ iyisini al kötüsünü sahibine bırak" bilincini kuşanmalıdır.
10.Talebe: Kanaatin en büyük zenginlik olduğunu unutmamalı, ilmin bereketlenmesinin en önemli vesilesi ona buna el açmamadan geçtiğinin bilincinde olmalıdır.
👤 Muhammed Emin YILDIRIM ✨
Musa Anter, Nusaybin'de bir köy olan Zivingê(Eski Mağara)de doğdu. Nüfustaki ilk doğum yılı 1924 olarak kayıtlıydı. Ancak ilkokula yazılabilmek için yaşı büyütüldü ve 1920 yapıldı. 1917 ile 1920 yılı arasında doğduğu bilinse de, 1920 yılı onu doğum yılı olarak kabul edilir. Hangi yıl olursa
Burada çokça genç talebe kardeşimiz var. Allah selamet versin, maşaallah, barekallah ki kitap okuyorlar. Biz abileri, ablaları, kardeşleri olarak onlara bir bayram hediyesi vermeyelim mi? Aklıma gelen şudur ki, fikir geliştirilebilir. Fikri paylaşıp daha fazla kardeşe de ulaşmasını da sağlayalım. Yorum yaparak katkıda da bulunalım. Buyrun fikre:
Bi çekiliş yapıp ihtiyacı yada isteği olan kişiyi belirleyelim. O kardeşe belirlediğimiz bi Iban numarasına herkes kendi cebine göre 3 5 10 artık ne arzu ederse göndersin. Biz de en son o biriken ücreti kardeşimize takdim edelim. Dilediği kadar kitap alsın bizden hatıra olarak. Yada bayramlıkta olabilir.
Talebe, hakikatler peşinde koşmayı meslek edinen insandır, gayesi manevi olgunlaşma olan bir mesleğin insanıdır, mekteplerin diploma müşterisi ve istikbalin mevki dilencisi değildir.
Hoca öğretmen oldu, talebe öğrenci. Öğretmen ne demek? Ne soğuk, ne haysiyetsiz, ne çirkin kelime. Hoca öğretmez, yetiştirir, aydınlatır, yaratır. Öğrenci ne demek? Talebe isteyendir; isteyen, arayan, susayan.