Meal Okumaları
Meal okumalarını, üzerine din anlayışımızı tesis etmek için temel bir okuma biçimi kabul edemeyiz; ama bundan bağımsız olarak açıp bir yandan Kur'an-ı Kerim okursun, diğer yandan da mealine bakar, anlamını öğrenebilirsin. Kafana takılan bir yer olduğunda da mutlaka bir hocaya sormalısın, kendin sonuca varma. Bu surette bir meal okuma sorun teşkil etmez. Sorun mealcilik kültürüdür. Bu kültür bu toplumda epey bir zaman teşvik edilmiştir. Bu toplumda ilmihal itilmiş, meal öne çıkartılmıştır. Mealci bir Müslümanlık geliştirilmiştir. Ve şimdi gerekçeli meal diye yeni bir versiyonu pazarlanıyor ki bu versiyonda operasyon daha fazla oluyor ve operasyonlara ilginç gerekçeler zikrediliyor. Ama ilmihal hala yok!
Sayfa 86Kitabı okudu
Kur'an-ı Kerim'i anlamaktan maksat onu alalım da uygulayalım değil midir? Yoksa yaşamak değil de sadece entelektüel tatmin midir amaç? Bir Müslüman Kur'an-ı Kerim'i yaşamak için anlar.
Sayfa 45Kitabı okudu
Size baştan aşağı bir İhya okumanızı tavsiye ederim. His denen şeyi orada görün. İhya'nın ihlas ve niyet bahsini okuyun; samimiyeti, coşkuyu, hissi orada yaşayabilirsiniz.
Sayfa 89Kitabı okudu
Sahabe'nin büyüklerinden Abdullah bin Mes'ûd (radıyallahu anh) Sahabe'nin, Allah Resulü (saiiallahü aleyhi ve sellemden on ayet aldıktan sonra diğer ayetlere geçmediğini, önce o on ayetin ilim ve amel olarak hakkını vermeye çalıştıklarını belirtmektedir.
...
Söz gelimi kaynaklar İbn-i Ömer (radıyallahu anhumanın Bakara suresini sekiz senede ezberlediğini bildirir.
Sayfa 35Kitabı okudu
Mantık ilk defa Yunan Filozofu Aristo tarafından kitaplara derc edilmiştir. Bazı mantık tarihçileri, mantık ilminin sofizme (sophistelere) karşı bir müdafaa ve toplumu bilinçlendirme amacına bağlı olarak tedvin edildiğini belirtir.
Sayfa 2Kitabı okudu
Talha Hoca'nın Tavsiyeleri(Son İktibas)
Ben size hem ilmihal hem de tefsir tavsiye edeyim. Meal tavsiye etmem. Sabunî'nin Safvetü't-Tefâsir adlı tefsirini tavsiye ederim. Türkçesi de bulunur. İlmihal olarak da aslında Ömer Nasuhi Bilmen Efendi'nin ilmihalini tavsiye ederim. Ancak dili ağırdır, maalesef biz de tembeliz. Osmanlıcaya yabancıyız. Bu bakımdan Hamdi Döndüren'in ilmihalini tavsiye edebilirim. Hamdi Döndüren'in ayrıca Aile ilmihali, Ticaret ilmihali diye başka ilmihalleri de var. Bunları da tavsiye edebilirim. Meseleleri sizin anlayabileceğiniz dille ve geniş biçimde anlatıyor. Ayrıca özel olarak Müslümanın Ticaret Rehberi diye soru-cevap formatında hazırladığı bir kitap daha var. Orada daha çok günümüz ticarî hayatında gündeme gelen problemleri ele alıyor. Bu kitabı da tavsiye edebilirim. Ancak bütün bu okumalarınızı özellikle yetkin hocaların gözetiminde yapmanızı tavsiye ederim. Buna imkân yoksa hiç olmazsa okumalarınız sırasında karşılaştığınız problemleri onlara açmanızı, onlardan size rehberlik yapmalarını istemenizi tavsiye ederim...
Sayfa 100Kitabı okudu
Hakkında ihtisasımız olmayan bir konuda tavrımız sorgulamak değil, erbabına sorup anlamak, öğrenmek olmalıdır.
Talha Hakan Alp'in irtidat devresiyle sufi devresi arasında Hakikat-ı Muhammediye meselesiyle alıp veremediği bir şeylerin bulunduğu bir ara devre vardı. Olmasaydı da olurduk dediği konuşmaları var. O devreye ulaşan insan her şeyi bitirmeye çok yaklaşmış bir insandır. Çünkü oraya ulaştıktan sonra Muhammed'siz (صلعم) bir kâinat tasavvur edebilirsiniz. Şöyle bir şey olur; yani Tanrı bir kâinat zaten yaratırmış, ama işleri çekip çevirsin, iş yapsın diye bir de Muhammed (صلعم) yaratıp göndermiş. O olmasaydı da olurmuş gibi. Bu korkunç, çıldırılası bir düşünce. Buradaki insan bir ayağının ucunu kapıdan dışarı uzatmıştır. Onun için, anne babalar çocuklarına bir Muhammed (صلعم) muhabbeti vermeli ki, ellerinin tersiyle kendi anne babasını itebilecek kadar. 'Fedâke ümmî ve ebî'den ne anlıyorsunuz? İnsan bir beşer hakkında bu sözü söyleyebilir mi? Bu sahabe ne için fedâke demiş, anlıyor musunuz? Onun için, Hz. Peygamber'i evlâd ü iyâline varlığın esası diye anlatmayan adamın Allah belasını vermiştir. Bugün meşhur olan bu mürtetliklerin çoğundan da bu adam sorumludur. Ben böyle bildim.
"Argun" güzel bir isim değil mi ?
Argun adı eski Türkçede bugün gelincik olarak bildiğimiz canlının adıdır. Son derece çevik ve hareketli bir canlı olması sebebiyle Türklerde bu isim kullanılmıştır. Hatta ciddi bir araştırmada birçok hakan ve emirin bu isme sahip olduğu görülecektir. Alparslan'in oğlu Arslan Argun'dan II. Kılıçarslan'ın oğlu Nizameddin Argun Şah'a, Selçukluların Kazvin Valisi Alp Argun'dan II. Tuğrul'un emirlerinden bir diğer Alp Argun'a kadar bu ismi almış birçok yönetici sayılabilir. Sadece Türklerde değil Moğollar ve Timurlularda da yaygındır bu isim. İlhanlı Hükümdarı Argun Han ve Timur'un kumandanı Argun Han bunlardan birkaçıdır. Memlüklüler döneminde de Argun ismine rastlıyoruz.
Mantık, uygulanan bir sistem olarak insanlık tarihi kadar köklü bir sanattır. Mantıkçıların deyişiyle insan düşünen canlıdır.
Sayfa 1Kitabı okudu
"MÜRTED" HAKAN TALHA ALP ve YEDİĞİ HALT...
- Talha Hakan Alp'in (Mıstafa Goldziher'i de neşelendiren) şu twitine bir bakın hele!!! Tercih ettiği inançsızlıkta hiçbir konuda hiçbir sınır yok iken, İslâm'ın sınırlı ve şartlı imtiyazlarını diline dolama hadsizliği de gösteriyor ki; derdi hakikat arayışı değil artık!... (En başında beri de değildi, bunu anlatamadık maalesef bazı
Mantık, bir şeyi tanımak ve bir şey hakkında hüküm vermek ve bir şeyi ispatlamak için yapılan bütün zihinsel faaliyetleri kontrol eder.
Sayfa 1Kitabı okudu
Sahabe'ye baktığımızda bir sûre üzerindeki anlama ve hıfzetme faaliyetinin bazen yıllarca sürebildiğini görüyoruz. Söz gelimi kaynaklar İbn-i Ömer (radıyallahu anhuma)nın Bakara suresini sekiz senede ezberlediğini bildirir.
Sayfa 35Kitabı okudu
Sahabe Kur'an-ı Kerim'i bir rehber, bir mürşit, bir muallim nezaretinde, onun eğitimi altında anlamıştır. Sahabe Kur'an-ı Kerim'i nasıl anladı, sorusunu sorduğumuzda cevaplar içerisinde ilk sırada yer alması gereken, Sahabe'nin Kur'an-ı Kerim'i Hz. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellemin) dizinin dibinde, onun rehberliğinde anladığıdır.
Sayfa 28Kitabı okudu