vaktiyle, bir gençlik yaşamadım mı, öyle altın sayfalara yazılacak, sevilmeye değer, yiğit, masalsı, - ne büyük bir talih!. hangi suç, hangi hata yüzünden hak ettim bugünkü güçsüzlüğümü?.
"Talih denen şey insanoğlunun yaptığı planları hiç sevmez, kazara olanlar dışında insanın başarılı olmasını da istemezdi. Biliyordu ki felek, kendi çabalarıyla başarıya ulaşan bir adamdan muhakkak öcünü alırdı. İşte tüm bu nedenlerden dolayı plan yapmaktan oldum olası korkardı."
Derler ki:
“Dünyada sevdasız yaşanmamış
“Bir kalp gösterir misin bu ateşte yanmamış?”
“Aşk öyle bir şeydir ki kimini sevindirir,”
“Okşar, bahtiyar eder, gözyaşını dindirir...”
“Tabiatı tıpkı talih gibidir, yâr olmaz kimine de”
“En samimi ateşle çırpınan bir sinede”
“Kıyametler koparır, fırtınalar yaratır,”
“Bazan bir demet güldür, bazan kanlı bir satır.”
“Lâkin sevişmiyerek geçen ömür hederdir;”
“Dünyada âşık olmak herkese mukadderdir...”
Ben kulağımdaki bu sözlerin tesiriyle,
Ateşli gençliğimin en derin tesiriyle
Yuvamı bir kuş gibi süsledim, çiçekledim.
Haftalarca kendime bir sevgili bekledim...
Bu haftalar ay oldu, bu aylar sene oldu,
Fakat bilmiyorum bu kadınlara ne oldu?..
Kimsesiz günlerimde hiçbirisi gelmedi,
Bir bülbülün şen sesi odamda yükselmedi...
Ben de kendi kendime: “Bekleme gönül!” dedim...
“Bir kadının yoluna bakmak tenezzül!...” dedim...
Biz talip değiliz, talih arıyoruz sadece, biz dediğim ben ve bana benzemeyenler. Çünkü ben kendime benzemeyen bir ömür sürdüm. Bu ömür aslında bana, benim olamayışıma benzedi. Benim ömrüme benzese benim kabusum herhalde, terletirdi, suskunlaştırırdı, düşündürürdü, ağır ağır elimden kaçıp da kabusuma dönmeyeyim diye bana çok ağır hareket ettirirdi.
Burası kalbin en değerli yeridir. Burada siyah bir nokta vardır. Canın canı, sevenin cananı buradadır. O nokta, yoğun bir damla kandan ibarettir. Adına 'süveyda' yahut 'sevda' derler. Siyaha çalan rengi yüzündendir bu isim. Çünkü sevda, kara talih içinde, o kara kan damlasında büyür. Bütün tecelli denizleri, bütün aşk fırtınaları, işte o bir damla kanda dalgalanıp çırpınır. Aşırı sevgi bu damlayı tahrip edip dağıtırsa, parçaları bütün vücuda dağılır. Aşk, işte bu dağılmanın adıdır ve o dağılırsa aşık artık ne yaptığını bilmez olur.
Kol bacak sağlamlığı yiğitliğin değil hamallığın şanındandır; gürbüzlük cansız, bedensel bir değerdir; düşmanımızı şaşırtmak, güneşin ışığıyla gözlerini kamaştırmak bir talih işidir; eskrimde üstünlük korkak ve değersiz bir adamın da elde edebileceği bir ustalık, bir bilgidir. Her insanın ölçüsü, değeri yüreğinde, istemindedir asıl. Yiğitlik, kolun bacağın değil, yüreğin, ruhun sağlamlığındadır; atımızın, silahlarımızın değerinde değil, kendi değerimizdedir.