Sıradan, alt tabaka şehirli insanı anlatır. Olaylara toplum değil insan tarafından bakar.
Yalın bir anlatımı vardır. Hikâyenin odağındaki insan idealize edilmiş tiplemeler değil çok zaman zaafları olan, sıradan hatta bazen kurnaz insanlardır.
Mahalle ve mahalleden kaçma isteğini sıklıkla vurgular. Onun, mahalleyle sosyal statüyü simgelediğini,
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Şemseddin Sami
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat , Batı edebiyatı tarzında yazılmış ilk Türkçe romanlardan biri ve Osmanlıca harflerle basılmış ilk romandır. Çoğumuzun Edebiyat derslerinden de hatırladığını düşünüyorum. Açıkçası nasıl bir inceleme yazmalıyım emin değilim . Saliha Hanım ve Rıfat Bey’i mi anlatsam ? Zekiye Hanım ile Ali Bey’i mi anlatsam ? Bu hazin aşk hikayesinin başrolleri Talat ve Fitnat’ı mı atsam . Ah Fitnat , kara talihli güzel kız !
Hikayede önce Saliha Hanım’ın Ayşe Kadın’a anlattığı eşiyle evlenme süreciyle başlıyor . Ardından Talat Bey’in tütün satın alırken tesadüfen camdan gördüğü Fitnat Hanım’a aşık olmasıyla da kitaba adın veren asıl çiftin hikayesiyle devam ediyor . Evlenmelerinde söz sahibi olamayan gençlerin , ailelerine karşı çıkamadıklarından yaşayacakları problemleri hüzünlü bir şekilde okuyacaksınız . Ne söylersem ipucu olacakmış gibi hissettiğim bir kitap. @isbankasikulturyayinlari almayı düşünüyordum lakin tevafuken
kopernik kitap ‘ dan almış bulundum ve gayet memnum kaldım . Kitap , yeni harflerle sadeleştirmeden aslına uygun aktarılmış . Bilinmeyen tüm kelimelerin de anlamları sayfanın altına yazılmış . Söylemeden geçemeyeceğim , biraz tereddütüm vardı okuyabilir miyim diye fakat gerçekten beni içine aldı . Adeta film izliyormuşum gibi akıp gitti . Gönül rahatlığıyla önerebilirim .
Yakılan ateş büyüyüp bir savaşa dönerken Rus ve İtalyan mafyası karşı karşıya geliyor. Bu savaşı dindirmek için de alınan karar, evlilik.
Mikhail evlilik kararı karşısında tepkisiz kalır. Her iki taraftan ciddi kayıplar olmaması ve güç birliği yapmak adına atılan adımlar evlilikle neticelenir ve bunu o da bilir. Bu evlilikte talihli damat ise kaçınılmaz olarak kendisi olmasına şaşırmaz. Ancak gelinin kim olacağı konusunda meraklanır ve öğrenince bu teklifi sonsuz bir memnuniyetle 'kabul eder'. Uzun zamandır dikkatini çeken ve takibinde olduğu hayranlık duyduğu kadını başka bir erkeğe teslim etmek söz konusu bile olamaz. Mikhail, sevdiği kadınla birlikte olma şansını yakaladığı için son derece memenundur. Fakat ufak bir pürüz vardır, hiçbir kadının birlikte olmak isteyeceği bir görünüme artık sahip değildir. Edindiği kalıcı yaralarla düşünmesi gereken zaman vardır.
Kendinden başka kimseyi umursamayan bir babaya sahip olan Bianca için hayat zordur, hele ki zaafının kız kardeşi olduğunu bilen babasının bu kullanacağını bilmesi daha zordur. Babası sonunda Bianca'dan kurtulma şansını elde edince bunu kullanır. Onu kurtların (Bratva'nın) önüne atmak anlamına gelse bile bu fırsatı kaçırmaz. Teklif edilen evliliği kabul etmesi gerekir, aksi takdirde kardeşi için yapılacak plan hoş değildir. Kaderine razı olarak babasına benzeyen bir adamla evlendiğini düşünse de tam tersi biriyle karşılaşır.
Yorumun devamı blogda
sonsayfasiask.blogspot.com/2023/11/krgn-fs...
Peyami Safa 'nın da ''Bodrum Katından Notları'' var . . .
Gaz lambasını yakıp merdivenlerden yavaş yavaş ''Bodrum Katı''na doğru inelim . . .
Bu roman, sadece 15 yaşındaki hasta bir gencin hastane
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
_Hangi uğursuz yıldızın etkisi altında doğmuş olmalıyım?
_Dünyanıza sıçayım, adaletinize sıçayım, aile kavramınıza sıçayım. İkiyüzlü kıçlar, yalancı götler ve gıllolar.
_Eğer bir cinayet için söz verilmişse yeminden geri dönmek erdemdir.
_Her şeyi yaşamayan hiçbir şeyi yaşamamış demektir.
_Her şeytanlıktan bir iyilik doğar. Dengenin
Mr. Bennet meseleyi farklı şekilde ele aldı. "Demek Lizzy," dedi bir gün, "ablan aşkta kaybetti. Onu tebrik ederim. Evlenmek kadar, her kız arada bir aşkta kaybetmeyi de sever. Düşünecek bir şey olur, ona arkadaşları arasında bir tür farklılık verir. Senin sıran ne zaman geliyor bakalım? Jane'in uzun süre arkasında kalmaya dayanamazsın. Zamanın geldi. Meryton'da ülkedeki tüm kadınları hayal kırıklığına uğratacak kadar çok subay var. Seninki de Wickham olsun. Hoş adam, seni bir güzel terk eder."
"Teşekkür ederim efendim, ama daha az sevimli bir adam bana yeter. Hepimiz Jane kadar talihli olmayı umamayız."
Bunçuk, elini Ahmet Usta'nın elinin üstüne koydu:
— Karnımda tosuncuk kımıldıyor.
— Tosun olduğunu nereden biliyorsun?
— Senin gibi arslanın çocuğu da ancak erkek olur.
— Hiç belli olmaz. Ben de kız olacağını sanıyorum.
— Erkek olursa bana, kız olursa sana benzese Allah'tan. Kızın beyaz olması talihli olması demektir. Benim gibi kara kuru kıza buralarda kimsecikler bakmaz. Erkek, kara da kuru da olsa boylu boslu olursa her yanda borusu öter. Canım, erkek olması yeter bir çocuğun, gerisini arama gayrı.