Bakışın senin: çatılara yuva yapmış kırlangıç hızı Ağustos denizinin çırpınışı, bahçeye inen çocuk Bir romanın ilk cümlesi oluyor alnına düşen saç Ulusal müzeye kabul edilmeyen aykınlıksın sanki Bakışın senin: kavaklann rüzgarla kıpırdanışı Bir kamaşmayla ürperişi zeytin ağaçlannın Tam orada dur şimdi, gözbebeklerinin hayret Nidasıyla harelenmesine tanık olsun zaman Zaman kelimeler gibi sekiyar bakışında senin Tanelenen buğday başaklan ve güz ve şiir Galiba bakışında kuruyorlar çadırlannı Hadi çekil artık bu tablodan rengin soluyar Su değirmenleri çağına dönüyor hayatımız Pencereme konmuş ürkek serçe, soğuk Kış günlerinde bahçeyi ısıtan gül fidanı Gecikmiş bir mektubun üstündeki puldan Sen miydin gölgelenen, o eski aşklar mı Küllerin altındaki közdü bakışın senin Unut ve öyle gel mi diyor bakışın senin Hatırla atlas yatağındaki derin uykuyu Şüphe ve sır, huzursuzluk ve endişe ve tam Aklıma gelmişken dilimde acılaşan soru Ödünç hüzünler kadar alıngan bir kuyudan Çıknk sesini al, suya değebilir mi şavkın Gölgesiz kalınca hayat da kanncalanıyor Susunca konuşan mevsim mi demeliyim Şikayetsizdir ve füsunkardır bakışın senin
298 syf.
9/10 puan verdi
Cengiz Dağcı'nın 1958-1959 yılları arasında kaleme aldığı Moğolların önderi Cengiz Han'ın hayatını anlatan bir roman. Cengiz Han'ın diğer adıyla Temuçin'in hayatını anlatan roman, babası Yesügey Bahadır'ın hükümdarlığından başlayarak Cengiz Han'ın zorluklarla geçen yaşantısından bir kesit sunuyor okurlara. *** Kitapları sonradan hatırlamak üzere
Genç Temuçin
Genç TemuçinCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 2000210 okunma
Reklam
UMUT ÖYKÜSÜ
KIZILDENİZ’DEN KÖPRÜCÜK KEMİĞİ’NE UZANAN UMUT Küçük pencereden yan tarafa neredeyse bitişik yakınlıktaki eski apartmandan açıkta kalabilmeyi başarmış gökyüzünün aydınlığı , dramatik filtresinin sağladığı görünüme benzer bir ışıkla odaya doluyordu. Yerde annesinin eski penyelerden ördüğü paspas , odanın iki duvarını uçtan uca
Bütün Alıntılar
Son ŞiiRiM Elim birine değsin lsıtayım üşüdüysa Boşa gitmesin son sıcaklığım! Ataköy, 1991_ KiTAPLARDAN ÖNCESi (1927- 1940)
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İzmir'de bahar ayları gelmişken son bir iki gündür hooop birden yine kış gibi bir hava oldu. Bu hava tam da Mevsim Dörtlemesi'nin ikinci kitabı olan Kış'ı okumak için uygundur dedim ve fazla beklemeden hemen başladım. Serinin ilk kitabı Sonbahar'ı bu ayın başında okumuştum. Öyle farklı bir kitaptı ki sevdim sevmedim diyemiyorsunuz ama geride lezzetli bir okuma kalıyor. İkinci kitapta bu lezzet daha da arttı. İki kitap birbirinden farklı gözükse de minik noktalarla birbirine de bağlı gibi sanki. Bekletmeden İlkbahar'ı da hemen okuyacağım ve dörtleme bittiğinde her şey tamamlancak diye düşünüyorum. Gelelim kitaba; Noel için bir araya gelen dört karakterimiz ve onların öyküleri çerçevesinde oluşan bir kitap Kış. Karakterlerin öyküleriyle kimi zaman geçmişe gidip kimi zaman da şimdide kalarak bu zaman aralıklarında Avrupa'nın son 50 senesine ışık tutuluyor. Aile ilişkileri, yaşanamamış aşklar, kurtarılmaya çalışılan ama kurtarılamamış bir dünya, insanlık ve vicdan gibi kışlarımızın hikayesi biraz da. *Not: Benim için tatlı bir yanı daha oldu. Bu kitapla eş zamanlı Hamnet'i okuyordum. Bir önceki incelememde ondan da bahsettim. Shakespeare'in oğlu Hamnet ile ilgili bir kitaptı. 'Kış'ta da bazı kısımlarda Shakespeare'den bahsedildi. Bunların hepsini işaret olarak kabul ediyor ve daha fazla Shakespeare okumak için kendime söz veriyorum.
Kış
KışAli Smith · Kafka Kitap · 202061 okunma
Kitabın Adı
BAKIŞIN SENİN Bakışın senin: çatılara yuva yapmış kırlangıç hızı Ağustos denizinin çırpınışı, bahçeye inen çocuk Bir romanın ilk cümlesi oluyor alnına düşen saç Ulusal müzeye kabul edilmeyen aykınlıksın sanki Bakışın senin: kavakların rüzgarla kıpırdanışı Bir kamaşmayla ürperişi zeytin ağaçlarının Tam orada dur şimdi,
Sayfa 67 - 67-68-69
Reklam
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
En iyi planları, farelerin ve insanların, sıkça ters gider..
Hani bazı kitaplar veya filmler vardır. Gerçek olduğuna öyle inandırır, öylesine tavlar ki sizi, sonunu öğrendiğinizde beyninizden vurulmuşa dönersiniz. İşte tam böyle bir roman John Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar adlı bu şaheseri. Adını Robert Burns’ün ‘To a Mouse’ adlı şiirindeki şu iki dizeden alır ; En iyi planları, farelerin ve
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023170,8bin okunma
X: Hapisten Çıkış Bütün bunlar hapishanedeki son yılımdaydı. Bu son yılı, aşağı yukarı ilk yılım kadar iyi hatırlıyorum; hele son zamanlarını… Ama ayrıntıları anlatmanın gereği yok. Bir an önce günümü doldurma sabırsızlığıma rağmen, bu son yılın sürgün hayatımın ilk yıllarından daha çabuk geçmesini hiç unutmam. Mahpuslar arasında iyi bir adam
Bir Taşra Evi Yağmur aniden bastırmıştı. Sokak lambası altında daha da belirginlik kazanan yağmur çiselerinin her geçen dakika bir daha artan çatıdaki tıkırtısını dinliyordu. Yağmurun dinmesini altına sığınarak beklediği saçak biraz daha yola yakın olsaydı sıçrayan sudan paçaları biraz daha az ıslanırdı belki. Çatıdan damla damla süzülen yağmur
Bakışın Senin
"Bakışın senin: çatılara yuva yapmış kırlangıç hızı Ağustos denizinin çırpınışı, bahçeye inen çocuk Bir romanın ilk cümlesi oluyor alnına düşen saç Ulusal müzeye kabul edilmeyen aykırılıksın sanki Bakışın senin: kavakların rüzgârla kıpırdanışı Bir kamaşmayla ürperişi zeytin ağaçlarının Tam orada dur şimdi, gözbebeklerinin hayret Nidâsıyla
Sayfa 13
Reklam
360 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bu tür kitaplara önyargılıydım. Fakat hazır kış ayı gelmişken bir kış kitabı okuyayım dedim. İçinde karlar olsun. Gerçi burada kitaptaki gibi kar yağmadı ama soğuk rüzgar da kışı anlatıyor. Kitabın ismi ilgimi çekti ve tabi kapak resmi de ;) Çok güzeldi tam bir kış resmiydi. Benim de Sonbahar mevsiminden sonra en sevdiğim mevsim kış olunca okumadan edemedim. Bu romanda sadece oğlunu kaybetmiş bir anne yok. Aşk var , fedakarlık var , yoksulluk, çaresizlik.. Ve o zamanın yönetimine , iktidarına bir eleştiri var . Çünkü romana göre 1930 lu yıllarda yoksul olduğu için çocuğunu kaybetmiş bir annenin oğlunun kaybolması polislerin pek umrunda olmuyor. Kitap iki farklı kadının hikayesini anlatıyor ama bu iki kadının yolları romanın sonunda çok güzel bir şekilde birleşiyor. Çok akıcı bir roman, dili sade, sizi rahatlatıyor , neden bilmiyorum ama sakinleştiriyor. Bi de kahramanların yerine koyuyorsunuz kendinizi, ben olsam öyle yapardım . Romanın sonuna kadar acaba ne olacak diye bir merak duygusu sardı beni. İyiki okudum. Bunu anladım her kitap, insana bişeyler katacaktır . Bu romanı tüm kitap okurlara öneririm. Charles Ve Vera’nın güzel ama kısa olan hatıraları masal gibi.. Romanı okurken kimi zaman gülümsüyor, kimi zaman içiniz acıyor , kimi zaman da ağlıyorsunuz. Sarah Jio’nun okuduğum ilk kitabı ve gerçekten beğendim . Keyifli okumalar ;)
Böğürtlen Kışı
Böğürtlen KışıSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201138,6bin okunma
EN ESKI YAZILARIM 1.
Saçmasında vurulduğun mazi namın olur Denizinde sarıldığın sinsi ahın olur Fırtınasında savrulduğun serseri zamanın Toprağında kuruduğun mezarın olur 
I: Hastane Bayram haftası biter bitmez hastalandım ve askeri hastanemize gönderildim. Hastane, kaleden yarım verst ötede, öbür binalardan ayrı, uzun, tek katlı, sarı boyalı bir yapıydı. Yazları onarılırken dehşetli sarı boya harcanırdı. Hastanenin kocaman avlusunda eklenti binalarla lojmanlar ve diğer hastane pavyonları bulunuyordu. Merkez
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.