Doğa kendi içinde bir denge halindedir. Bazı canlılar av bazıları ise avcıdır. Biz içinde yaşadığımız bu dünyaya onlardan sonra geldik ve tabiki kurulu düzeni bencilce bozduk. Biz doğaya nasıl karşılık verirsek doğa da bize o şekilde geri dönüş sağlar. Hayvan ya da ot demeyip yaşam alanlarına saygılı davranırsak karşılığında yaşanabilir bir doğa görürüz. Kendi hırslarımıza yenik düşüp daha çok para, daha rahat bir yaşam, daha yaşanabilir bir çevre için doğayı ve canlıları yok edersek onlarda bize gücünü gösterir. Tıpkı Son Ada da rahat, huzurlu , doğa ve hayvanlarla barışık bir hayat süren adalıların martılara savaş açarak onları adadan kovmak istediklerinde başlarına gelenler gibi.. İnsanoğlu hep bir şeyleri bozma, yıkma, sahip olma ve liderlik etme eğilimdedir.İşte bu huzurlu, kendi halinde yaşayan insanların başına ne geliyorsa kendini lider olmaya adamış bir adam yüzünden geliyor..
•
İnsan bazen öylesine kör ve savunmasız olabiliyor ki açıkça önünde duran, olacak olan sonuçları asla göremiyor ya da görmezden geliyor. Bir koyun gibi yönetilmeyi, kandırılmayı ve sonunda hüsrana uğramayı adeta seviyor.. Bu güzel hikaye işte tamda bunları anlatıyor. Yazarın önce Son Ada kitabını sonra da bu kitabını mutlaka okuyun, keyifli okumalar